Danıştay Kararı 4. Daire 1996/5566 E. 1997/1397 K. 05.05.1997 T.

4. Daire         1996/5566 E.  ,  1997/1397 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1996/5566
Karar No: 1997/1397

Temyiz Eden : Hitit Vergi Dairesi Başkanlığı/ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1995 Haziran ayına ilişkin gelir (stopaj) vergisinin vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla davacı şirket adına ödeme emri tebliğ edilmiştir. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; üzerinden gecikme zammı istenen verginin vade tarihinde postaya verilen ancak posta idaresinde kaybolduğu anlaşılan çekle ödendiğinin kabulü gerektiği, borçlunun iradesi dışındaki sebeplerden dolayı sorumlu tutulması mümkün olmadığından davacıdan gecikme zammı istenmesinin yasal olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, çekin dairelerine intikal etmemesi nedeniyle hesaplanan gecikme zammında kanuna ve usule aykırılık bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Davacının banka çekini postayla gönderdiğine ilişkin iddiası ile bu konuda dosyaya ibraz ettiği belgeler çek muhteviyatını göstermeye yeterli olmadığından ve çekin vergi dairesine ulaşmaması davalı idarenin kusuruna bağlı bulunmadığından, amme alacağının vadesinde ödendiğinden söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle, verginin ödeme tarihine kadar gecikme zammı istenmesi kanuna uygun olup, aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 98 inci maddesine göre, 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20 inci günü aksamına kadar beyan etmeye mecbur olup, 119 uncu maddesine göre de tevkif edilen vergilerin beyanname verme süresi içinde ödenmesi gerekli bulunmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 40 ıncı maddesinde ödemenin makbuz karşılığı yapılacağı, 41 nci maddesinde de diğer bazı ödeme yollarının yanında çizgili çekle de ödemede bulunulabileceği belirtilmiş, aynı kanunun 42 ve 43 üncü maddelerinde çekle ödemeye ilişkin özel hükümlere yer verilmiş, 44 üncü maddesinde de çekin postaya verildiği gün ödemenin yapılmış sayılacağı belirtilmiştir. Amme Alacağının ödeme müddeti içinde ödenmemesi halinde gecikme zammı uygulanacağına ilişkin hükümler ise Kanunun 51 inci maddesinde yer almaktadır.
Olayda davacı kurum uyuşmazlık dönemine ait muhtasar beyannameyi kanuni süresinde vermiş, tevkif edilen vergi ile ilgili ödemeyi ise çekle yapmak istemesine karşın, iadeli taahhütlü zarf içinde gönderildiğinden söz edilen çek bedelinin bankadan tahsil edilmediğinin tespiti üzerine posta idaresinden yapılan araştırmadan, zarfın postada kaybolduğu ve Vergi Dairesine ulaşmadığı anlaşılarak tahakkuk eden vergi, 19.9.1995 tarihli ve … sayılı makbuzlarla ödenmiştir.
6183 sayılı Kanun hükümlerine göre amme borcu banka çekiyle de ödenebilmekte ve çekin postaya verildiği tarih ödeme tarihi olarak kabul edilmekte ise de, bu durum ancak çekin alacaklı amme idaresine ulaşması ve çek muhteviyatının ortaya çıkması ile mümkün olup, çekin postaya verildiği yolundaki iddia ve bu iddiayı kanıtlamaya yönelik belge ve bilgiler, çek muhteviyatını gösterecek nitelik taşımadığından, verginin vadesinde ödendiğinin kabulüne imkan vermemektedir. Bu durumda, vadesinde ödenmeyen amme alacağı için gecikme zammı istenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığından, hesaplanan gecikme zammının takibine ilişkin ödeme emrini iptal eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 5.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.