Danıştay Kararı 4. Daire 1996/5484 E. 1997/1399 K. 05.05.1997 T.

4. Daire         1996/5484 E.  ,  1997/1399 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1996/5484
Karar No: 1997/1399

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Namık Kemal Vergi Dairesi Müdürlüğü-TEKİRDAĞ
İstemin Özeti : 25.10.1994 tarihinde işyerinde çıkan yangın sonucu defter ve belgelerinin yandığını bildirerek 1.1.1994-25.10.1994 dönemine ilişkin kazancın takdirini isteyen davacının 25.11.1994 tarihli dilekçesi üzerine yapılan inceleme sonucu düzenlenen 20.11.1995 günlü rapordaki verilere göre tarhiyat öncesi uzlaşmaya konu edilen gelir vergisi üzerinden gecikme faizi tahakkuk ettirilmiştir. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak yapılan inceleme sonucu saptanan ve tarhiyat öncesi uzlaşılan vergi miktarı üzerinden gecikme faizi istenmesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Ek 11 ve 112 nci maddelerine uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, gecikme faizinin kanuna ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Kanuni dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Gecikme faizi istenmesine neden olan ve tarhiyat öncesi uzlaşmaya konu edilen vergi, esas itibariyle Vergi Usul Kanunu’nun 112 nci maddesinde ve uzlaşma ile ilgili hükümlerinde sözü edilen, ikmalen ve re’sen yada idarece tarha konu bir matraha dayalı olmayıp, davacının işyerinde meydana gelen yangını müteakip ve beyanname verme süresinden çok önce davalı idareden takdirini talep ettiği matrahtır. Bu matrahın belirlenmesindeki gecikmede, davacının kusurunun bulunmadığı açıktır. Ayrıca, inceleme elemanının yangın raporundaki ve bu konuda bilirkişilik yapan kişinin işyeriyle birlikte yanan defter ve belgelerin hangi yıllara ait olduğunun tespit edilemediği yolundaki bilgilerden hareketle ve defter ve belgelerin yanıcı maddelerin bulunduğu mahalde saklanmasında ihmalin varlığından söz ederek vardığı sonuç, varsayıma dayalı olarak re’sen takdir nedeni yaratmaktan ibaret bulunduğundan itibar etmek mümkün değildir. Bu nedenle, gecikme faizinin terkini gerekirken davayı reddeden Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Uzlaşmanın Mevzuu” başlıklı Ek 1 inci maddesinde, re’sen veya ikmalen tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının tahakkuk edecek miktarları mevzuunda, İdarenin maddede yazılı hükümler dairesinde mükellefler veya cezaya muhatap olanlarla uzlaşabileceği belirtilmiş, Ek 11 inci maddesinde de, Maliye Bakanlığının inceleme raporuna dayanılarak salınacak vergi ve kesilecek cezalarda tarhiyat öncesi uzlaşma yapılmasına izin verebileceği, bu suretle uzlaşılan vergi miktarı üzerinden, bu Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanacağı hükmüne yer verilmiştir. Sözü edilen 112 nci maddede ise ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergilerin ödeme zamanları belirtildikten sonra, bu vergilerin dava konusu yapılmadan veya ihtilaf yaratılarak yada uzlaşılarak ödenmesi halinde uygulanacak gecikme faizi açıklanmıştır.
Olayda, davacı 25.10.1994 tarihinde işyerinin yanması üzerine 3.11.1994 tarih ve … varide nolu dilekçeyle davalı idareye defter ve belgelerinin yanarak zayi olduğunu bildirmiş ve davalı İdarece 21.11.1994 tarihli ve … sayılı sevk fişiyle 1.1.1994-25.10.1994 dönemine ait vergi matrahının takdiri için takdir komisyonuna başvurulmuştur. Davacı ayrıca 25.11.1994 tarihli ve … varide no’lu dilekçeyle aynı döneme ilişkin kazancın takdirini talep etmiştir. Takdir komisyonunca olay inceleme elemanına aktarılmış ise de, inceleme 20.11.1995 tarihinde sonuçlandırılarak matrah bu tarihte düzenlenen inceleme raporunda belirtilmiştir. Davacı gelir vergisi beyannamesini yasal süre içinde vererek, yangın tarihinden 31.12.1994 tarihine kadar olan döneme ait kazancını beyan etmiştir.
Buna göre, inceleme elemanınca belirlenen matrah ikmalen,re’sen yada idarece tarha konu matrah olmayıp zorunlu bir sebebe istinaden hem idarenin hem de davacının talebi üzerine, beyana esas alınmak üzere belirlenmiş bir matrahtır. Bu matrahın, takdir komisyonunca takdiri yerine inceleme elemanınca tayin olunması yasal açıdan sonucu değiştirmeyeceği gibi, inceleme elemanının Vergi Usul Kanununun 30/3 üncü maddesine göre re’sen takdir sebebinden söz etmesi varsayıma dayalı olduğundan bu sebebe hukuken itibar etmek mümkün değildir.
Vergi Usul Kanununun Ek 1 ve Ek 11 inci madde hükümleriyle 112 nci maddesi hükmünün birlikte değerlendirilmesinden uzlaşılan vergilerde gecikme faizinin ancak, ikmalen ve re’sen tarh edilmesi yada ikmalen ve re’sen tarha konu olabilecek nitelik taşıması halinde istenebileceği sonucuna varılmaktadır. Uyuşmazlıkta söz konu edilen ve tarhiyat öncesi uzlaşılan vergi, kanunda öngörülen nitelikte tarha konu olmadığından, üzerinden gecikme faizi hesaplanması mümkün bulunmamaktadır. Buna rağmen, gecikme faizinin kaldırılması istemini reddeden vergi mahkemesi kararında isabet yoktur.

Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 5.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.