Danıştay Kararı 4. Daire 1996/2107 E. 1996/5732 K. 19.12.1996 T.

4. Daire         1996/2107 E.  ,  1996/5732 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1996/2107
Karar No: 1996/5732

Temyiz Eden : Yunusemre Vergi Dairesi Müdürlüğü ESKİŞEHİR
Karşı Taraf : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : …
İstemin Özeti : … Üniversitesine bağlı olarak faaliyet gösteren Fen-Edebiyat Fakültesi Döner Sermaye İşletmesi adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmiş ve 1989 yılı için re’sen takdir olunan matrah üzerinden kurumlar vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1/C, 4, 7/C üncü maddelerinin, 28.2.1994 günlü ve 18326 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği’nin 3 üncü maddesi ile birlikte incelenmesi sonucu, sözü edilen döner sermaye işletmesinin bilimsel görüş vermek, proje hazırlamak, araştırma uygulama ve benzeri hizmetleri yapmak, belirli bilimsel sonuçların uygulanmasını sağlamak, faaliyet alanında mal ve hizmet üretmek amacıyla kurulduğu, bu faaliyetlerin muafiyetten faydalanmalarına engel olmayacağı gerekçesiyle mükellefiyet tesisinin iptaline, tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, Fen Edebiyat Fakültesi Döner Sermaye İşletmesinin ticari faaliyette bulunmak üzere kurulmuş bir iktisadi işletme niteliğinde olduğunu, bu nedenle kurumlar vergisi kapsamına girdiğini ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddiyle vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Mevzuatımızda döner sermaye işletmeleriyle ilgili genel hükümleri içeren bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte döner sermaye işletmelerinin konuları, ilgili bütçeden ayrılacak sermaye veya bu sermayenin tesbitindeki usul, elde edilecek gelire ilişkin işlem ve kurallar kuruluş yasalarında veya idareye döner sermaye işletmesi kurma yetkisi tanıyan yasalarda belirlenmektedir. Öte taraftan döner sermaye işletmelerinin kurulmalarındaki amaç genelde aynıdır. Bu amaç ise genel ve katma bütçeli idarelerin yürütmekle yükümlü bulundukları bazı kamu hizmetlerinin finansmanında ilgili idarenin bütçesinden ayrılacak sermayenin işletilmesiyle elde edilecek gelir kullanılarak hizmetin daha iyi görülmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla döner sermaye işletmeleri kuruldukları idari birimin kuruluş amaçları doğrultusunda faaliyet göstermek üzere kurulmuşlardır. Nitelikleri itibariyle iktisadi işletmelere benzemekle birlikte onlardan farklı özellikleri bulunan döner sermaye işletmelerinin vergilendirilmesi kurumlar vergisinin yapısına uygun olmayacağından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4 üncü maddesinde “Devlete, Özel İdarelere, Belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve müesseselerine ait ve tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci maddenin (A) ve (B) işaretli bentleri haricinde kalan ticari, sınai ve zırai işletmeler iktisadi kamu müesseseleridir” denilmektedir.
Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin yürütmekte yükümlü oldukları bazı kamu hizmetlerinin finansmanında ilgili bütçeden ayrılacak sermayenin işletilmesiyle elde edilecek gelirin kullanılmasının hizmet gereklerine daha uygun görülmesi halinde, yasaya ve yasanın belirlediği esaslar çerçevesinde ve yasanın verdiği yetkiye dayanılarak döner sermaye işletmeleri kurulabilecektir. Döner sermaye işletmelerinin konuları, ilgili bütçeden ayrılacak sermaye ve bu sermayenin tespitindeki usul,elde edilecek gelire ilişkin işlem ve kuralları yasalarında veya idareye döner sermaye işletmesi kurma yetkisi tanıyan yasalarda belirlenmektedir.
İlgili yasalar gereği döner sermayeden elde edilen ve her yılın sonunda kullanılmayan gelir, bir kısım işletmede ödenmiş sermaye tahsis edilen tutara ulaştıktan sonra Hazineye irat kaydedilmekte, bazı işletmelerde ertesi yılın döner sermaye gelirine eklenmektedir. Yasasında aylık gayri safi hasılatının belli oranı Hazineye irat kaydedileceği belirtilen bir döner sermaye işletmesi bulunmamaktadır.
Üniversiteler bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip kamu müesseseleridir.2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 4 üncü ve 5 inci maddelerinde belirtilen amaç ve ana ilkeler doğrultusunda faaliyette bulunmak üzere kurulmuşlardır.
2547 sayılı Kanunu’nun 58 inci maddesinin (a) bölümünde yüksek öğretim kurumlarının kuracakları döner sermaye işletmelerine ilişkin hususlar belirlenmiştir. Maddede ayrıca döner sermaye işletmelerinin faaliyet alanları, sermaye limitleri, işletmelerle ilgili yönetim işlerinin yürütülebilmesi esaslarının Yüksek Öğretim Kurulunun tespit edeceği ilkelere göre, ilgili kurumun veya birimin döner sermaye yönetmeliğinde belirtileceği öngörülmüştür. Bu maddeye göre çıkarılan 5.7.1983 günlü ve 18098 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikte kanundaki düzenlemelere parelel hükümler getirilmiştir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 58 inci Maddesine Göre Döner Sermaye İşletmelerinin Kurulmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 37 nci maddesinin 2 nci fıkrasında değişiklik yapan ve 7.1.1992 günlü ve 21104 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik uyarınca, döner sermayeden elde edilen ve her yıl sonunda kullanılmayan gelir ertesi yılın döner sermaye gelirine eklenecektir. 2547 sayılı Kanunun 58 inci, anılan Yönetmeliğin 7 nci ve 8 inci maddelerinde eğitim, öğretim, araştırma ve uygulama birimi veya bölümü ileilgili öğretim elemanlarının katkısıyla toplanan döner sermaye gelirlerinin en az yüzde otuzunun o kuruluş veya birimin araç, gereç, araştırma ve diğer ihtiyaçlarına ayrılacağı, kalan kısmının ise Üniversite yönetim kurulunun belirleyeceği oranlar çerçevesinde bağlı bulunduğu üniversitenin araştırma fonu ile döner sermayenin bağlı bulunduğu birimde görevli eğitim elemanları ve aynı birimde görevli 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi personel arasında paylaştıralacağı açıklanmıştır. Diğer taraftan 2547 sayılı Kanunun 55 inci maddesinde Yüksek öğretim kurum ve kuruluşlarının gelir kaynakları arasında döner sermaye işletmelerinden elde edilecek karlara da yer verilmiştir.
Yukarıda Yüksek öğretim kurumlarına bağlı döner sermaye işletmelerinin işletmelerinden elde edilecek gelirin nerelere tahsis edileceğine ilişkin kanun ve yönetmelikle getirilen esaslara yer verilmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca döner sermaye işletmelerinin gelirlerinin bir bölümü ilgili birimin araç gereç teminine ayrılacak, bir bölümü eğitim elemanlarına ve personele dağıtılacaktır. İşletmenin elde ettiği gelirden ilgili yüksek öğretim birimine de pay verilecektir. Eğer İşletmenin bir kısım geliri kalmışsa bu miktar ertesi yılın döner sermaye gelirine eklenecektir.Bu itibarla elde edilen gelirin tamamı belli yerlere ayrılmış olup, bunlar, sonuçta ya kanun ve yönetmelikleri uyarınca doğrudan kamu hizmeti yapan yerlere verilmek ya da gelirin elde edilmesine katkıda bulunanlara ödenmek zorundadır. Kanuni zorunluk olarak yapılan bu ödemelerin işletmenin gideri olarak kabulü gerekir. Bu nedenle ortada öz sermaye farkına neden olacak, başka bir ifadeyle vergilendirilecek gelir kalmamaktadır. Bu durum döner sermaye işletmelerinin, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin yürütmekte oldukları kamu hizmetinin ilgili bütçeden ayrılacak sermayenin işletilmesiyle elde edilecek geliri kullanarak daha verimli yürütülmesini sağlamak amacının bir sonucudur. İlgili Kanun ve yönetmelikler uyarınca hasılatlarının tahsis yerlerine göre vergiye tabi gelir elde etmeleri söz konusu olmayan döner sermaye işletmeleri hakkında mükellefiyet tesisine ilişkin işlemi ve tarhiyatı kaldıran mahkeme kararında sonucu itibariyle kanuna aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 19.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.