Danıştay Kararı 4. Daire 1996/1990 E. 1996/5834 K. 24.12.1996 T.

4. Daire         1996/1990 E.  ,  1996/5834 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1996/1990
Karar No: 1996/5834

Temyiz Eden : Çatalca Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : 1994/4,5,6,7 inci aylarına ilişkin gelir (stopaj) vergisi borçlarının vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle tahakkuk ettirilen gecikme zamlarının tahsili için davacı kurum adına ödeme emri düzenlenmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 94/5349 sayılı Kararnamenin eki İhracat ve İhracata Dayalı İmalatın Desteklenmesi Hakkında Karar’ın 3 üncü maddesine göre, hak ediş belgesi üzerinden yapılacak mahsupların tahsil hükmünde olduğu, davacı kurumun vergi borçları için vadesinde Merkez Bankasına başvurarak fondaki alacağından vergi borçları için çek düzenlenmesini istediği, ancak fonda para bulunmaması nedeniyle 19.4.1995 günü çek düzenlendiği ve davacı tarafından vergi dairesine iletildiği, mahsup işleminin geç yerine getirilmesinde hiç bir kusuru olmayan davacı kurum adına tahakkuk ettirilen gecikme zammında isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, amme alacağının vadesinde ödenmemesi nedeniyle tahakkuk ettirilen gecikme zamlarının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı … ‘in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi ….’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37 inci maddesinde, amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, 4l inci maddesinde amme alacağının çizgili çek kullanılmak suretiyle de ödenebileceği belirtilmiş olup, 44 üncü maddesinde çekin bankaya veya tahsil dairesine verildiği gün ödemenin yapılmış sayılacağı öngörülmüştür. Yine aynı Kanunun 5l inci maddesinde amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için gecikme zammı tatbik olunacağı belirtilmektedir.
Olayda, davacı kurum, beyanı üzerine tahakkuk eden vergi borcunu 94/5349 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve 94/7 sayılı Para-Kredi Koordinasyon Kurulu Kararı gereği Merkez Bankası’ndan olan fon alacağından çek olarak ödemeye çalışmış ancak Hazinenin fona para aktarmaması nedeniyle çek alınamamış ve amme alacağı vadesinde tahsil edilememiştir.
Çekin geç ibraz edildiği, dolayısıyla amme alacağının geç ödendiği ihtilafsız olup, buna davalı vergi dairesinin bir davranışı neden olmamıştır. Borcun vadesi geldiği halde çekin Merkez Bankasınca hala düzenlenmemiş olduğu durumlarda gecikme zammına maruz kalmak istemeyen mükelleflerin başka bir surette amme alacağını vadesinde ödemeleri gerekmektedir. Çekin geç düzenlenmiş olması davacı kurum ile Merkez Bankası arasındaki bir sorun olup, bu konuda yetkili ve görevli olmayan ve üçüncü şahıs durumunda bulunan vergi dairesinin geç ödemeye neden olan bir tutumu söz konusu değildir.
Bu durumda, vadesinden sonra ödendiği ihtilafsız olan amme alacağı için hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emri kanuna uygun olup, davacı kurumun borcu ödemesi için elinden geleni yapmış olduğu gerekçesiyle gecikme zammına ilişkin ödeme emrini iptal eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 24.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.