Danıştay Kararı 4. Daire 1995/4637 E. 1995/5795 K. 25.12.1995 T.

4. Daire         1995/4637 E.  ,  1995/5795 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1995/4637
Karar No: 1995/5795

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Bayrampaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
İstemin Özeti : … Anonim Şirketi’nin vergi borçlarından dolayı, davacı nezdindeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına ilişkin 13.8.1993 günlü ve … sayılı haciz bildirisi tebliğini takiben, davacının asıl borçlu yerine … Anonim Şirketi’ne ait alacakları bloke edip davalı vergi dairesine ödedikten sonra, bloke ve ödeme işlemindeki yanlışlığın tespiti ile haciz bildirisinin iptali istemiyle dava açılmıştır… Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2 nci maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca olayın irdelenmesiyle, haciz bildirisine konu işlemin davacı şirketin hak ve hukukunu etkileyen bir yönünün bulunmadığı ve dolayısıyla bu işleme karşı dava ehliyetine sahip olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle anılan Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı şirket, vergi borçlarından dolayı haciz işlemine muhatap tutulan şirketin kendilerinden hiç bir hak ve alacağının bulunmamasına karşın, isim benzerliğinden kaynaklanan bir yanlışlık sonucu bir başka şirkete ait alacağı bloke ederek davalıya ödemeleri nedeniyle, bu ödemedeki hatanın düzeltilebilmesi için dava açma ehliyetlerinin bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Olayda iptali istenen işlem temelde davacının, haciz işlemiyle hiç bir ilgisi bulunmayan bir şirketin kendisinden olan alacağını bloke ederek vergi dairesine ödemesiyle oluşan durumun tespiti ve düzeltilmesi olup, bu haliyle davacının dava ehliyetinin bulunmadığından söz etmek mümkün olmadığından, olayın bu yönüyle incelenerek, yapılan işlemlerin haciz bildirimi ile birlikte irdelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle, mahkeme kararının bozulmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, 13.8.1993 gün ve … sayılı haciz bildirisi ile Bayrampaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından … Anonim Şirketi’nin, davacı şirket nezdinde hak ve alacakları bulunduğu belirtilerek uygulanan haciz işlemine karşı davacının hukuki durumunun tespitine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendlerinde, idari işlemler hakkında kişisel hakları ihlal edilenler ile kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından iptal ve tam yargı davaları açılabileceği belirtilmiş, Kanun’un 12 nci maddesinde de, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri öngörülmüştür.
Olayda davanın konusunu Bayrampaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından … Anonim Şirketi’nin vergi borçlarının cebren takip ve tahsilini sağlamak amacıyla, bu şirketin üçüncü şahıs konumundaki tüzel kişi olan davacı şirket nezdinde hak ve alacakları bulunduğu belirtilerek haciz konulması ve bunun davacı şirkete bildirilmesi üzerine, davacının adı geçen şirketin kendi nezdinde hak ve alacağı bulunmamasına karşın, isim benzerliğinden kaynaklanan bir yanılgı sonucu kendisinden alacaklı bulunan ve davacıya tebliğ edilen haciz bildirisiyle bir ilgisi mevcut olmayan … Anonim Şirketi’nin alacaklarını bloke edip vergi dairesine ödenmesiyle oluşan, haksız ve davacının hukukunu olumsuz etkileyen durumun tespiti ve düzeltilmesi isteminin oluşturduğu tartışmasızdır. Gelişimi açıklanan olaya karşı önce … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne söz konusu yanlış bloke ve ödeme işleminin tespiti için dava açılmış, anılan mahkemece davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği belirtilerek görev yönünden reddi üzerine, dosya Yargıtay incelemesinden de geçtikten sonra vergi mahkemesine intikal etmiş ve vergi mahkemesince de, söz konusu işleme karşı davacının dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine hükmedilmiştir. Davacı şirketin anılan kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay’a intikal eden dosyada çözümlenmesi gereken konu, davacının olay nedeniyle hak ve hukukunun etkilenip etkilenmediği ve dolayısıyla dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususu ile açılan davada hem davacıya tebliğ edilen haciz bildirisinin ve hem de bu bildiri üzerine davacının yanlışlıkla yaptığı işlemlerin incelenip incelenemeyeceğidir. Bir idari işlemin iptali istemiyle açılan davada, iptali istenen işlemle birlikte işleme esas olan hukuki durumun idari yargı yerince tesbitine engel bulunmamaktadır. Davacıya tebliğ edilen haciz bildirisi üzerine, davacının yaptığı hata sonucunda hacizle ilgisi olmayan bir başka şirketin kendisinden olan alacağını bloke edip davalı idareye ödemesi nedeniyle, davacı borçlu duruma düşmüş ve bu durum iptali istenen haciz bildirisinden kaynaklanmış olduğundan, olayda menfaatinin ihlal edilmediğini ve dava açma ehliyetine sahip olmadığını düşünmek mümkün değildir. Bu durumda vergi mahkemesince davanın ehliyetten reddi mer’i hukuka ve olaya aykırı düştüğünden, asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine süresinde vergi mahkemesine açılan davanın esasının incelenerek davacı taleplerinin haklılık halinin irdelenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, davacı şirketin temyiz isteminin kabulü ile, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere bozulmasına, 25.12.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.