Danıştay Kararı 4. Daire 1995/2467 E. 1996/2078 K. 21.05.1996 T.

4. Daire         1995/2467 E.  ,  1996/2078 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1995/2467
Karar No: 1996/2078

Temyiz Eden : Kızılbey Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 22.12.1993 günlü tutanakla bir müşteriye satılan emtia için ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediğinin tespiti üzerine davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması ve söz konusu tutanağın iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; tutanakta söz konusu emtiayı alan kişinin emtia bedelini ödemediğine dair beyanda bulunduğunun anlaşılması ve davacının bu satış dışında başka bir satışa ilişkin olarak belge düzenlemediği yolunda bir tespitin yapılmamış olması karşısında kesilen özel usulsüzlük cezasının kanuna uygun bulunmadığı gerekçesiyle 22.12.1993 günlü ve … sayılı tutanağın iptal edilmesine, bu tutanağa istinaden kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, yapılan tespite göre kesilen cezada kanuna ve usule aykırı bir durum bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulması istemektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi : Olayda, davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması yolundaki Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı nezdinde tutulan 22.12.1993 tarihli ve … sıra numaralı tutanakla, 500.000.- lira tutarındaki bir satış için, müşterinin istememesi nedeniyle, ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediğinin tespit edildiği, öte yandan bu hususun aksinin, söz konusu tutanağın düzenlenmesi sırasında öne sürülmediği gibi dava sırasında da kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Vergi Mahkemesince; alıcının tutanakla tesbit edilen ifadesinde yer almadığı halde verilmediği öne sürülen fişin bedelini ödemediğini beyan ettiğinden bahisle, kesilen cezanın kaldırılması yolunda karar verilmesinde hukuki bir isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunmayan Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Uyuşmazlıkta söz konusu ödeme kaydedici cihaz fişinin verilmediği ve alınmadığı, emtia alan kişinin beyanıyla da tespitli bulunduğundan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353/2 nci maddesine göre kesilen özel usulsüzlük cezasında isabetsizlik görülmemiş olup aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, 22.12.1993 günlü tutanakla bir müşteriye yapılan emtia satışı dolayısıyla ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediğinin tespiti üzerine bu tutanak esas alınarak kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması ve söz konusu tutanağın iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı, kişisel hakları ihlal olunanlar tarafından iptal davası açılabileceği belirtilmiştir. Maddede davaya konu olacağından söz edilen idari işlem, genellikle “idari bir yetkinin kullanılması sırasında kamu idaresinin bir organı tarafından açıklanan irade beyanı” olarak tarif edilmektedir. Tarifte yer alan, işlemin “idari bir yetkinin kullanılması sırasında” yapılmış olması unsuru işlemin hukuki sonuç doğuracak, kesin ve doğrudan uygulanabilir nitelikte olmasını gerektirir.
Vergi dairelerinin, idari işlevleriyle ilgili olarak vergi hukuku alanında tesis ettikleri, uygulanabilir nitelikte, yükümlünün hukukunu doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan irade açıklamalarının idari davaya konu teşkil edeceğinden kuşku duyulamaz. İdarenin vergi tarhı, tahakkuku ve tahsiline ilişkin işlemleri ile birlikte idari işlem tarifindeki unsurları taşıyan diğer işlemleri hakkında dava açılabilirse de idare veya kişilerin yetki, görev ve haklarında hiçbir değişikliğe neden olmayan işlem ve davranışlarının idari davaya konu edilmeleri mümkün değildir.
Davada iptali istenen 22.12.1993 günlü tutanak, davacının bir müşteriye sattığı emtia dolayısıyla ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediğinin tespitini içermektedir. Fiili bir durumun tespiti yolundaki bu tutanak, idarenin bir irade açıklaması niteliğinde olmadığından, Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesi uyarınca, yükümlü adına özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirirse de, idari davaya konu olabilecek bir idari işlem niteliğinde kabul edilemez. Bu tutanağın usule aykırı olarak düzenlendiği ya da gerçeği ifade etmediği yolundaki iddialar, ancak bu tutanak üzerine kesilen ceza hakkında açılacak davada incelenir ve bu davanın sonucunu etkileyebilir. Buna rağmen, söz konusu tutanağın iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü ile, iptaline karar verilmesinde isabet yoktur.
Dosyada örnegi bulunan 22.12.1993 günlü tutanakta, satışı yapılan bir adet çanta için ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediği tespit edilmiş, ayrıca müşterinin “fişini kendisinin istemediği” yolundaki beyanına yer verilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 233 üncü maddesine göre, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmakla yükümlü çiftçiler, fatura vermek durumunda olmadıkları satışların ve yaptıkları işlerin bedellerini, aralarında ödeme kaydedici cihaz fişinin de bulunduğu belgelerle tevsik etmek zorundadırlar. Bu belgelerin kullanılmaması halinde aynı kanunun 353 üncü maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
Davacı nezdinde düzenlenen tutanakla tespit edilen fiil, anılan kanun hükmüne göre özel usulsüzlük fiilini teşkil etmekte olup, müşterinin fiş istemediğine ilişkin beyanı bu sonucu değiştirici nitelik taşımadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 21.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.