Danıştay Kararı 4. Daire 1995/2458 E. 1996/219 K. 22.01.1996 T.

4. Daire         1995/2458 E.  ,  1996/219 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1995/2458
Karar No: 1996/219

Temyiz Eden : Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğü-İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı şirketin 1989 ve 1990 yıllarına ait olup ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla adına … günlü ve … takip sayılı ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu ödeme emrinin dayanağını teşkil eden ihbarnamelerin tebliğ edilmediği iddiası üzerine mahkemece ödeme emrine ilişkin işlem dosyasının idareden istenmesi sonucu ibraz olunan ihbarnamelerin incelenmesinden ödeme emrine dayanak oluşturan vergi ve ceza ihbarnamelerinin mevcut olmadığının görüldüğü, bu nedenle tahakkuk safhasına ait vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacı kuruma tebliğ edilerek usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir vergi borcu bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, ihbarnameler ilanen tebliğ ile tarhiyat kesinleşmiş olup kurum adına düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinde, kanun ve usule aykırılık bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin
reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Uyuşmazlık, 1989/2-12, 1990/1 dönemine ait gelir (stopaj) vergisi ile kesilen kaçakçılık cezası ve gecikme faizinin tahsili amacıyla … Limited Şirketi adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı kabul eden mahkeme kararının bozulması işlemine ilişkindir.
Vergi mahkemesince ödeme emrinin dayanağı olan vegi ve ceza ihbarnamelerinin mevcut olmadığı bu itibarla tahakkuk safhasına ait vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilerek usulüne uygun olarak kesinleşmemiş olan vergi borcunun vadesinde ödenmediğinden bahisle ödeme emri tanzim ve tebliğinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle ödeme erinin iptaline karar verilmiş ise de, temyiz dilekçesi ve eki belgelerden, takdir komüsyonu kararına istinaden 27.2.1991 gün ve … sayılı vergi ceza ihbarnamesinin düzenlendiği ve ilanen tebliğ edildiği anlaşıldığından mahkemece vergi ve ceza ihbarnamelerinin bulunmadığından bahisle verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ilanen tebligat için Vergi Usul Kanununda aranılan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, ilanen tebligatın usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı incelendikten sonra yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 105 inci maddesinde, “ilanlarda tebliğin ilgili bulunduğu vergiler gösterilmek suretiyle adları (Tüzelkişilerde ünvanları) yazılı muhataplara aşağıdaki hususlar ihtar olunur. İlan tarihinden başlıyarak 1 ay içinde ilanı yapan makama bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri; Kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı.” hükmünü, aynı Kanunun 106 ncı maddesinde de, “ilan üzerine bizzat veya bilvekale müracaat edenlere yerinde, adres bildirenlere ise posta ile tebliğ yapılır. Posta ile yapılan bu tebliğ hakkında da 100 üncü madde hükmü cari olur. İlan tarihinden başlıyarak bir ay içinde ne vergi dairesine müracaat yapmış ve ne de adresini bildirmiş olanlara bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiş olduğundan ilanen yapılan tebliğlerde tebliğin ilgili bulunduğu ihbarnamede vergi türü, dönemi ve tutarının ilan yazılarında yer alması gerektiği sonucuna varılmaktadır. İlgililerin vergi dairesine müracaat etmemeleri halinde bir ayın sonunda ilgiliye tebliğ yapılmış sayılacağının öngörülmüş olması da bu bilgilerin ilan metninde yer almasını zorunlu kılmaktadır. Esasen ihbarname üzerine yapılacak tahsilat işlemlerinde hangi vergilerin tahsili kabil hale geldiğinin bilinmesi bakımından önem arz etmekte olup, bu bilgilere yer verilmemiş olması karşısında tarhiyatın kesinleştiğinden de söz etmek mümkün değildir.
Dosyada mevcut ilan gazetesi yasada belirtilen bilgileri taşımadığı gibi, Vergi Usul Kanunu’nun 104/2 nci maddesi uyarınca ilan yazısının dairenin ilan koymaya mahsus mahalline asılıp bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderildiğini gösterir bir belge de ibraz edilmemiştir.
Bu haliyle kesinleşmiş bir vergiden bahsedilemiyeceğinden, mahkeme kararı sonucu itibariyle yerinde görülmüştür.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine 22.1.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.