4. Daire 1995/2438 E. , 1996/2097 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1995/2438
Karar No: 1996/2097
Temyiz Eden : Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı şirket 1985 yılında satın aldığı taşınmazı 1987 yılında arsa karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak satış vaadi senedi tapuya şerh ettirilmek suretiyle müteahhit firmaya devretmiştir. Davacı şirket bu devir nedeniyle emlak vergisi beyannamesindeki bedel üzerinden fatura düzenlemiştir. İnceleme elemanınca, bu bedelin emsal bedeli olması gerektiği görüşüyle yapılacak inşaatın birim değerlere göre maliyeti takdir komisyonuna hesaplattırıldıktan sonra bu tutar dikkate alınarak müteahhide devredilen arsa tutarının emsal değeri hesaplanmış, aradaki fark üzerinden re’sen kurumlar vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; arsanın kat karşılığı müteahhide verilmesi durumunda arsanın tümü üzerinde kat irtifak hakkı tesisi gerektiği, bu irtifak hakkının bir kısmının müteahhid lehine tesisi durumunda tesis bedeli ile bu kısma ait arsanın aktif değeri arasındaki farkın kurum kazancını oluşturduğu, müteahhit lehine tesis edilen kat irtifakı tesis bedeli bilinmediğinden 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesi uyarınca arsanın değerinin maliyet bedeli esasına göre belirlenmesi gerektiği, davacı şirketin müteahhide devredilen arsalar nedeniyle fatura düzenlediği, bu şekilde arsa devrinden sağlanan hasılatın kayıtlara intikal ettirildiği, olayda re’sen takdiri gerektiren bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, arsanın kat karşılığı müteahhide devri durumunda devredilen arsaların değerinin, Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesindeki takdir esasına göre belirlenmesinin yerinde olduğunu ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddiyle Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Arsanın kat karşılığı müteahhide devredilmesi durumunda vergileme tekniği açısından vergiyi doğuran olay gerçekleşmemiş olduğundan tarhiyatın kaldırılmasına karar veren mahkeme kararının yerinde olduğu düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacı şirket, 1988 yılında satın aldığı ve aktifine kaydettiği taşınmazın bir bölümünü 1988 yılında inşaat karşılığı, müteahhite devretmiştir. Yapılan sözleşmeyle arsa üzerine inşa edilen bağımsız bölümlerin % 62 sinin müteahhite, % 38 nin ise davacı şirkete ait olması kararlaştırılmıştır. İnceleme elemanı tarafından müteahhide verilen arsanın emsal bedeli üzerinden değil, emsal bedelden daha düşük bir bedel üzerinden tapuda devredilmesi ve bu değer üzerinden müteahhid adına fatura düzenlenmesi eleştirilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 267 nci maddesinin 2 nci fıkrasının 3 üncü sırasında yer alan takdir esasına göre yapılacak inşaatın birim değerlere göre maliyeti, takdir komisyonuna hesaplattırılmış ve bu tutar dikkate alınarak müteahhide devredilen arsa tutarının emsal değeri bulunmuş ve matrah farkı bu şekilde tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda da olduğu gibi, arsa karşılığı daire alınması amacıyla arsanın müteahhide teslimini, gelir sağlayan bir muamele olarak kabul etmek mümkün değildir. Burada arsanın değerlendirilmesine yönelik bir hazırlık işlemi söz konusudur. Dolayısıyla arsanın yapılan sözleşme uyarınca müteahhide devredilmesinden sonra aynı yıl içerisinde bağımsız bölümlerin inşa edilip satıldığı, satışı yapılan bağımsız bölümlerin beyan edilmediği saptanmadıkça, vergiye tabi gelir elde edildiği ve bunun beyan dışı kaldığı kabul edilemez. Olayda kurumlar vergisi yönünden vergiyi doğuran olay gerçekleşmediğinden tarhiyatın terkininde kanuna aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, 23.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.