Danıştay Kararı 4. Daire 1995/1916 E. 1995/5770 K. 22.12.1995 T.

4. Daire         1995/1916 E.  ,  1995/5770 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1995/1916
Karar No: 1995/5770

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Galata Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
İstemin Özeti : 1988 yılı vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinin şirketteki hisselerin tamamını 10.2.1992 tarihinde devreden ortağa 22.11.1994 tarihinde tebliğ üzerine şirket adına vekil tarafından dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla, şirketi temsile yetkisi kalmadığı anlaşılan şahsın şirket adına dava açma ehliyeti olamayacağından ehliyetsiz şahsın verdiği vekaletnameye istinaden avukat vasıtasıyla açılan davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı, 10.2.1992 tarihinde hisselerin tamamını devir ettiğini, davayı şirket adına açtığını, 1986 yılında görevi sona eren şirket müdürünün ikametgah adresine yapılan tebliğatın iptali gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi : Davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı ehliyet yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, yükümlü şirketin 1988 yılı kurumlar vergisi nedeniyle şirket adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan dava da, davanın 1983 yılında yetkili kimse tarafından şirket adına düzenlenen vekaletname ile vekil edilen avukat marifetiyle dava açıldığı, şirket adına vekaletnameyi veren kişinin ise 1992 yılında şirkette ki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı anlaşılmaktadır.
Olayımızda, dava konusu ödeme emri şirket adına düzenlenerek şirket adresine tebligata çıkartılmış ve dava da şirket adına vekaleten avukat marifetiyle açılmış olduğuna göre, şirketi temsile yetkili kişi tarafından vekil edilen avukatın, şirket tarafından azledilmediği sürece şirketi vekaletname kapsamı içerisinde temsile ve dava açmaya yetkisinin olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu nedenle şirket adına düzenlenen ödeme emrinin, vergi dairesince halen şirketin ortağı olmayan kişiye tebliğ edildiği iddia edildiğine göre, öncelikle şirket adına dava açan avukatın şirketi temsil yetkisinin devam edip etmediği hususu araştırıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, davanın şirketin eski ortağı tarafından açıldığının kabulü suretiyle bu kişinin şirketi temsile yetkisi kalmadığı ve bu nedenle de şirket adına dava açma ehliyeti olamıyacağı gerekçesiyle davanın ehliyetten reddedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulmasının yerinde olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi : Yükümlü şirket adına düzenlenen ödeme emrinin şirketteki hisselerini 10.2.1992 tarihinde devrederek ortaklıktan ayrılan şahsa tebliği üzerine şirketin bu şahsa verdiği vekaletnameye göre vekil edilen avukat tarafından açılan dava ehliyet yönünden reddedilmiş ise de, şirket adına dava açan avukatın şirketi temsil yetkisinin devam edip etmediği hususu araştırıldıktan sonra karar verilmesi gerektiğinden temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 94 üncü maddesinde, tebligatın mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebligatın bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı öngörülmüştür.
Yükümlü şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emri, 10.2.1992 tarihinde ortaklık hisselerini satarak şirket ortaklığından ayrılan “…”ın ikametgah adresinde tebliği üzerine şirket adına vekil edilen avukat tarafından açılan dava, vergi mahkemesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15 inci maddesinin 1/b bendi uyarınca ehliyet yönünden reddedilmiştir.
Şirket adına vekaletname veren ortak, 10.2.1992 tarihinde şirketteki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılmış olduğundan ortaklık sıfatı sona ermiştir. Ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirket adına düzenlenen ödeme emrinin bu şahsa tebliği usulsüz ise de, usulüne uygun verilmiş vekaletnameye göre vekil edilen avukat tarafından şirket adına hareketle, süresinde dava açıldığı görülmektedir. Şirket adına vekaletnameyi veren davacının sonradan yöneticilik ve ortaklıktan ayrılmış olması, şirketle avukat arasındaki vekalet ilişkisini ortadan kaldırmayacağından, davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken ehliyet yönünden reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 22.12.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.