Danıştay Kararı 4. Daire 1993/1556 E. 1994/291 K. 21.01.1994 T.

4. Daire         1993/1556 E.  ,  1994/291 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1993/1556
Karar No: 1994/291

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Kızılmurat Vergi Dairesi Müdürlüğü TARSUS
İstemin Özeti : Davacı şirketin 1992 takvim yılı Mayıs ve Haziran dönemlerine ait vergi borçlarının tecil ve taksitlendirilmesi sonucu 30.11.1992 tarihli … Tarsus Şubesine ait çekin … Bankası Tarsus Şubesine 3.11.1992 tarihinde teslim edildiği ve söz konusu çekin karşılıksız olduğunun tespiti üzerine 3167 sayılı Kanunun 16 ıncı maddesi uyarınca hesaplanan % 10 tazminat ve gecikme zammının tahsili amacıyla şirket adına ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 3167 sayılı çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkında kanun hükümkleri gereğince, çeklerin karşılıksız çıkması halinde çek bedellerinin % 10 tazminat ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edileceğinin hükme bağlanmış olduğu, anılan kanunun 16 ncı maddesinde ise, karşılıksız çeki keşide eden kişilerin bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, çek bedelinin karşılıksız kalan kısmını % 10 tazminatı ve geçikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine yatırmış bulunması halinde şikayet hakkının doğmayacağı belirtilmiş olup, karşılıksız çek verdiği ihtilafsız olan şirket adına ödeme emri düzenlenip tebliğinde yasa’ya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı şirket çekin keşide edildiği tarihte karşılığının hesaplarda mevcut olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanağı bulunmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi : Davacı adına düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Davaya konu ödeme emrinde 3787 sayılı Kanunun 16 ncı ve 6183 sayılı Kanunun 55 nci maddesi gereğince düzenlendiği yazılı olup, borcun niteliğinin gecikme zammı olduğu belirtilmiştir. Ancak davalı idare savunmasında, yükümlünün vergi borcu için verdiği çekin karşılıksız çıkması üzerine 3l67 sayılı Kanuna göre karşılıksız çıkan çek tutarının % 10 nu oranında hesaplanan tazminat olduğu açıklanmıştır.
İptali istenilen ödeme emrinde belirtilen amme alacağının gecikme zammımı tazminat mı olduğu anlaşılmadığından, ödeme emrini 6183 sayılı Kanunun 55 nci maddesinde öngörülen biçimde düzenlenmiş kanuni unsurları taşıyan müteber bir belge olarak nitelemek olanaksızdır.
Öte yandan davacı tarafından 2.11.1992 tarihi itibariyle düzenlenen 578.833.000 liralık çekin …bank … nolu hesaptan ödenmek üzere 872.823.579 lira karşılığının olduğu, söz konusu çekin … Bankası tarafından 4.11.1992 tarihinde ibraz edildiği ve aynı tarihte ödendiği; çekin karşılıksız olmadığı dosyada mevcut …’a ait 1.2.1993 tarihli yazı fotokopisinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı adına düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet bulunmadığından, davayı reddeden vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmediği cihetle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince Tetkik Hakimi …’nun açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık vergi borçunun taksitlendirilmesi ile taksit ödenmesine ilişkin düzenlenen çekin karşılıksız çıkması sonucu 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca ödenmesi gereken % 10 tazminatın ve gecikme faizinin 6183 sayılı kanuna göre takip ve tahsilinin yapılıp yapılmayacağına ilişkin bulunmaktadır.
3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin birinci bendinde, “ibraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce 4 üncü maddeye göre ibraz edildiğinde yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Mahkeme ayrıca işlenen suçun mahiyetine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar verir.Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere T.C.Merkez Bankasına bildirilir.” Denildikten sonra 3863 sayılı Kanunun 1 nci maddesiyle değişik ikinci bendinde “Bu fiillerden dolayı takibat yapılması çek hamilinin şikayetine bağlıdır.Şikayet süresi çekin bankaya ibraz tarihinde başlar.Şikayetten vazgeçmekle, kamu davasının ve cezanın ortadan kaldırılmasına karar verileceği gibi, keşidecinin çek bedelinin karşılıksız kalan kısmını % 10 tazminatı ve gecikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine yatırmış bulunması halinde de, vazgeçme şartı aranmaksızın, kamu davasının ve cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilir.Fiili işleyenin 8 inci maddeye göre düzeltme kullanmak suretiyle hamilin zararını karşılamış olması veya düzeltme hakkı yoksa, anılan maddede belirtilen müddet içinde çek bedelinin karşılıksız kalan kısmını % 10 tazminatı ve gecikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine yatırmış bulunması halinde şikayet hakkı doğmaz.” denilmektedir.
Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere, karşılıksız çıkan çeki keşide eden şahsın bu çekten dolayı ayrıca % 10 tazminat ve geçikme faizi ödemesi gerektiği belirtilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun ise, birinci maddesinde sayılan türde kamu alacaklarının tahsili için hükümler getiren ve kamuya ait özel bir tahsil sistemidir.
Olayda davacı şirket vergi borcuna ilişkin taksidini ödemek üzere düzenlenmiş olan çekin karşılığının bulunmadığının banka şubesince tutanakla tespiti sonucu 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca % 10 tazminat ve gecikme faizi 6183 sayılı Kanunun birinci maddesinde sayılan amme alacakları niteliğinde olmadığından anılan yasa hükümleri uyarınca takip ve tahsiline
olanak yoktur.Söz konusu alacak 3167 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde olup, adli yargı yerlerinin denetimi altında ve özel hukuk hükümlerine göre takip ve tahsili yoluna gidilmesi gerekirken 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca takip ve tahsili yolunda düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Bu nedenlerle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 21.1.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.