Danıştay Kararı 3. Daire 2023/332 E. 2023/729 K. 09.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2023/332 E.  ,  2023/729 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/332
Karar No : 2023/729

Kararın Düzeltilmesini İsteyenler : 1- … İcra Müdürlüğü’ne İzafeten … Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : İflas Halinde … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 2009 ila 2014 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi ile 2010 ila 2013 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannamelerinin elektronik ortamda verilmediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası ile vergi harç ve beyannamelerin süresinde vermediğinden bahisle 2014 yılı için aynı Kanun’un 352. maddesinin 1.bendi uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla Hayrabolu İcra Müdürlüğü adına kesilen usulsüzlük cezasına karşı açılan davada; Danıştay Dördüncü Dairesince, Vergi Mahkemesi kararının özel usulsüzlük cezasının, katma değer vergisi beyannamelerinden kaynaklanan kısmı ile usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması üzerine söz konusu bozma hükmüne uyulmak suretiyle yapılan incelemede, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 40. ve 41. maddeleri uyarınca herhangi bir vergilendirme döneminde vergiye tabi işlemleri bulunmayan mükellefler de beyanname vermek mecburiyetinde bulunduğundan, iflas işlemleri basit usulde yürütülen müflis şirketin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 162. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu’nun 184. ve 254. maddelerinde yer alan düzenlemeler uyarınca malları üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan davacının bu dönemlere ilişkin katma değer vergisi beyannamelerini vermek zorunda olduğu, söz konusu yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı adına 2009 ila 2014 yıllarının muhtelif dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, 2014 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin süresinde verilmemiş olması nedeniyle usulsüzlük cezası kesilmişse de 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinde tasfiye haline giren şirketlerin vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi esasının geçerli olduğu anlaşıldığından, her yılın bir hesap dönemi kabul edilmesi suretiyle kesilen dava konusu usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle özel usulsüzlük cezaları yönünden davayı reddeden, usulsüzlük cezasını ise kaldıran … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen temyiz istemlerini aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle reddeden Danıştay Üçüncü Dairesinin 11/10/2022 tarih ve E: 2022/217, K:2022/3681 sayılı kararının; davacı tarafından, tasfiye işlemleri yürütülen şirketin iflas tasfiyesinin basit tasfiye usulüne göre yapıldığı, usulsüzlük cezalarının yerinde olmadığı; davalı idare tarafından ise iflasın basit tasfiye usulü ile yapılmasına karar verilmesi nedeniyle iflas idaresi oluşturulmadığından, iflas dairesi olarak görevli olan ve basit tasfiye usulünde masayı temsile yetkili olan … İcra Müdürlüğü’nün iflas idaresine kanunen yüklenen görevleri yerine getirmekle yükümlü bulunduğu, iflas halindeki şirketin tasfiye dönemine ait kurumlar vergisi ve katma değer vergileri açısından elektronik ortamda beyanname verme yükümlülüğünün devam ettiği ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.

Savunmaların Özeti : Taraflarca savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İflas tasfiye işlemlerinin basit usulde gerçekleştirilmesi halinde iflas dairesinin tasfiye ile ilgili görev ve sorumluluğunun iflas işlemlerine ilişkin konular ile sınırlı olduğu, vergisel işlemlerin de iflas dairesi tarafından yerine getirileceği konusunda kanuni bir düzenlemenin bulunmadığı, davalı idarece, basit usulde tasfiye işlemleri gerçekleştirilen şirketin tasfiye sırasında vergisel yükümlülük doğuracak herhangi bir faaliyetinin olduğuna dair bir saptamanın da bulunmadığı dikkate alındığında kesilen özel usulsüzlük cezaları hukuka aykırı olduğundan, davacının kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Daire Kararı kaldırıldıktan sonra Vergi Mahkemesi kararının özel usulsüzlük cezaları yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, davalı idarenin kararın düzeltilmesi isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçesinde ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan, davacının kararın düzeltilmesi isteminin kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesinin 11/10/2022 tarih ve E: 2022/217, K:2022/3681 sayılı kararının; özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına karar verildikten sonra davacı temyiz istemi bu yönden yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İflas masası” başlıklı 184. maddesinde, iflasın açıldığı tarih itibariyle müflisin haczi kabil bütün mallarının bir masa teşkil edeceği ve alacakların ödenmesine tahsis olunacağı, müflis namına gelen mektupların iflas idaresi tarafından açılacağı ve sair mevrudelerin de masaya gönderilmesinin posta idaresine bildirileceği, “Teminat tedbirleri” başlıklı 210. maddesinde, iflas dairesinin, müflisin mağazalarını, eşya depolarını, mümasil yerlerini kapatıp mühürleyeceği, şu kadar ki masa hakkında faydalı olacağı anlaşılırsa dairenin, bu yerleri ilk alacaklılar toplanmasına kadar kontrolü altında idare edebileceği, “İflas idaresi ve iflas dairesinin vazifeleri” başlıklı 223. maddesinde iflas idaresinin üç kişiden oluştuğu, tasfiyenin, iflas dairesince, iflas idaresine havale olunacağı; “Basit tasfiye” başlıklı 218. maddesinde iflas dairesince defteri tutulan mallar bedelinin tasfiye masraflarını koruyamayacağı anlaşılırsa basit tasfiye usulünün uygulanacağı, basit tasfiyede iflas dairesinin alacaklıların menfaatlerine muvafık surette malları paraya çevireceği ve başka merasime mahal kalmaksızın alacakları tahkik ve sıralarını tayin ederek bedellerini dağıtacağı kurala bağlanmıştır.
Bu durumda, iflas halinde, basit tasfiye hükümleri uyarınca müflise ait haczi kabil bütün malvarlığından oluşan iflas masasının menfaatlerini gözetmek, bu doğrultuda masayı temsil etmek ve alacakların ödenmesi sonucunda tasfiyenin tamamlaması ile görevli olan iflas dairesinin görev ve sorumluluğunun, iflas işlemlerine ilişkin konular ile sınırlı olduğu dolayısıyla bir takım vergisel yükümlülüklerin süresinde yerine getirilmediğinden bahisle ceza kesilmesi, vergi ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırı düştüğü, şirketin iflas işlemleri dışında ticari faaliyetinin devam ettiği yönünde yapılmış herhangi bir tespitin de mevcut olmadığı anlaşıldığından davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının özel usulsüzlük cezaları yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına,yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, Daire kararının diğer hüküm fıkrasına yönelik davalı idarece ileri sürülen nedenler 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinde yazılı sebeplerden hiçbirine girmediğinden davalı idarenin kararın düzeltmesi isteminin reddine, 09/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.