Danıştay Kararı 3. Daire 2023/283 E. 2023/757 K. 09.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2023/283 E.  ,  2023/757 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/283
Karar No : 2023/757

TEMYİZ EDENLER:
1- (DAVACI) …
VEKİLİ: Av. …

2- (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, … takip numaralı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Radyo ve Televizyon Yayıncılık Anonim Şirketi’nden alınamayan 2011 ila 2013 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare tarafından … takip numaralı ödeme emrinin iptal edildiği bildirildiğinden davanın bu kısmının konusuz kaldığı, … takip numaralı ödeme emrinin, 1 ila 3, 7 ila 9, 13 ila 20, 23 ila 38, 40, 41, 44 ila 50 ve 53 ila 57. sıralarındaki kamu alacağına isabet eden kısımları için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirketin kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde tebliğ edildiği görüldüğünden tebliğin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 94. maddesindeki usule uygun olduğundan söz edilemeyeceği, 4, 5, 6, 43, 51 ve 52. sıralarındaki kamu alacağına isabet eden kısımları için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ise davalı idarece dosyaya sunulmadığından, şirket nezdinde usulüne uygun bir şekilde kesinleştirildiği ortaya konulamayan kamu alacağının kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan aranılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, … takip numaralı ödeme emrinin değinilen kısımları haricindeki bölümlerinde ise asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun bir şekilde takip edilmesine rağmen şirketten tahsil edilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle … takip numaralı ödeme emri yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, … takip numaralı ödeme emrinin, 1 ila 9, 13 ila 20, 23 ila 38, 40, 41, 43 ila 57. sıralarındaki kamu alacağına isabet eden kısmı iptal edilmiş, diğer kısmı yönünden ise dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davacı tarafından, ödeme emirleri içeriği kamu alacağının asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun şekilde takip edilmediği gibi söz konusu borcun zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, asıl borçlu şirketten alınamayan ve kamu alacağının ait olduğu dönemde kanuni temsilci olan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri sözü edilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu Vergi Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca … TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 94. maddesinin 1. fıkrasında tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, 2. fıkrasında tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olacağı, 2365 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerinde memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı, muhatap yerine bu şekilde tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği belirtilmiştir.
Anılan maddeye eklenen 3. fıkrayı düzenleyen kanun maddesinin gerekçesinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun aile fertlerine tebliğe imkan verdiği, dolayısıyla yapılan fıkra ilavesinin adli ve diğer bilumum tebliğlerde geçerli olan bir esasın mali tebliğlere de teşmilinden ibaret olduğu, ilanen yapılan tebliğlerin mükellefin ıttılaına girme ihtimalinin aile fertlerine yapılan tebliğlere göre daha düşük olduğu, bu nedenle uygulamada mükelleflerin tebliğ konusunu zamanında öğrenip itiraz haklarının kaybına sebebiyet verdiği, eklenen fıkra ile hem uygulamada kolaylık sağlanacağı hem de mükelleflerin haklarının zayi olmasının önleneceği ifade edilmiştir.
Bu durumda, yukarda belirtilen kanun maddeleri ve sözü edilen madde gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin kanuni temsilcinin ikametgah adresinde tebliğ edilmesinin hukuka uygun dolayısıyla, şirketten tahsil olanağı kalmadığı anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırlık bulunmadığından, Vergi Mahkemesi kararının, … takip numaralı ödeme emrinin 1 ila 3, 7 ila 9, 13 ila 20, 23 ila 38, 40, 41, 44 ila 50 ve 53 ila 57. sıralarındaki kamu alacağına isabet eden kısımlarına yönelik hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum