Danıştay Kararı 3. Daire 2022/959 E. 2023/184 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/959 E.  ,  2023/184 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/959
Karar No : 2023/184

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Dış Ticaret Anonim Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin ihracat nedeniyle elde ettiği yurt dışı satış hasılatının binde beşi oranındaki götürü gider indiriminin kurum kazancının belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği yolundaki ihtirazi kaydıyla verdiği 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden bu çekinceye itibar edilmeksizin tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinin götürü gider tutarına isabet eden 1.780.261,19-TL’lik kısmının kaldırılması ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 07/03/1996 tarih ve 22573 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 194 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 5. bölümünde, mükelleflerin yurt dışındaki işlerle ilgili belgesiz giderlerinin muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi, bu giderlerden hasılatın binde beşine tekabül eden kısmının kanunen kabul edilen gider olarak gösterilmesi gerektiği belirtilerek götürü gider uygulamasına yönelik bir açıklama getirilmiş ise de 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 1. bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan ve Vergi Usul Kanunu uyarınca belgelendirilmesi gereken genel giderlere ilaveten yurt dışındaki işlerle ilgili giderlere karşılık olmak üzere hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla götürü giderin kazançtan indirilebileceği herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın kabul edildiğinden, götürü gider indirimi için belgesi temin edilemeyen bir harcamanın olduğunun ve bu harcamanın muhasebe kayıtlarına intikal ettirildiğinin ispatına gerekmediğinden davacı şirketin, kurum kazancının tespitinde 2019 yılında yaptığı ihracatlardan elde ettiği hasılatın binde beşini götürü gider olarak indirime konu etmesinde herhangi bir yasal engel olmadığı dolayısıyla, ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin götürü gider indirimi tutarına isabet eden kısmında hukuka uygunluk görülmediği, öte yandan, kurumlar vergisi beyannamesine göre hesaplanan 1.414.982,37-TL’nin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca yasal faiziyle birlikte iadesi gerektiği gerekçesiyle tahakkuk eden vergi kaldırılmış ve yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine hükmedilmiş, bu tutarı aşan kısım yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesi ve 194 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca götürü giderin, mükelleflerin yurt dışındaki işleri ile ilgili olarak yapmış oldukları giderlerden belgesi temin edilemeyenlerin anılan faaliyetlerden sağlanan hasılatın belirli bir oranını aşmamak kaydıyla ticari kazançtan indirimini öngören bir müessese olduğu, bu nedenle öncelikle harcamanın yapılmış olması ve işletmenin malvarlığında bir azalma meydana gelmiş olması gerektiği, tek düzen muhasebe sisteminde işletmenin faaliyetleri sonucunda doğan tüm giderlerin vergi yasalarınca ticari kazançtan indiriminin kabul edilmiş olsun veya olmasın doğrudan ilgili oldukları gider hesaplarında muhasebeleştirilmesinin gerektiği, muhasebe düzeninden sağlanan bilgilerle dönem sonunda vergi matrahına ulaşılabileceği, buna göre işletmenin yurt dışı faaliyetlerine ilişkin olarak yapılan belgesiz giderlerin de tekdüzen muhasebe sisteminde ilgili gider hesaplarında izlenmesinin ve dönem sonunda kar-zarar hesabına aktarılmasının zorunluluk arzettiği, yasal düzenlemenin istisna veya muafiyet öngörmediği, yapılan tahakkukun hukuka uygun olduğu, faiz talebinin de yasal dayanaktan yoksun bulunduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri sözü edilen kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.