Danıştay Kararı 3. Daire 2022/804 E. 2023/1558 K. 28.04.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/804 E.  ,  2023/1558 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/804
Karar No : 2023/1558

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
2- (DAVACI) … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği ve satın aldığı baz yağını üretimde kullanmayıp doğrudan satmak suretiyle elde ettiği hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda tespitleri içeren vergi tekniği raporu uyarınca düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2013 yılının Nisan dönemi için re’sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, 2015 yılında kesinleşen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden dava reddedilmiş, vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmı ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 339. maddesi gereği bir vergi ziyaı cezasının artırımlı uygulanabilmesi için tekerrüre esas alınacak sonraki fiilin her halde daha önce işlenmiş bir fiil için kesilen cezanın kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte işlenmiş olması gerektiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından, taraflarına gönderilen ihbarnamelere karşı açılan davaların tarafları ve konusu aynı olmasına rağmen Vergi Dava Daireleri arasında farklı kararlar verildiği, vergi tekniği raporunun ihbarnameye eklenmemesinin dava açma süresini başlatmayacağı, vergi yargılamasına ilişkin tebligatlarda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinin değil, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, şirket temsilcisinin okur-yazar olmayan eşine tebligat yapılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü, davacı temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin 17/09/2010 tarihinde faaliyetine başladığı, 15/04/2015 tarihli ve 8801 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde, …’ın on yıllığına müdür olarak seçildiği, şirketin hiçbir faaliyetinin olmadığının tespiti üzerine 01/09/2015 tarihinde re’sen terk ettirildiği, 2013 ila 2015 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda düzenlenen veyasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği, satın aldığı baz yağını üretimde kullanmayıp doğrudan satmak suretiyle elde ettiği hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda tespitleri içeren vergi tekniği raporu uyarınca düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan dava konusu tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin 24/07/2018 tarihinde şirket müdürünün ikametgah adresinde eşi …’a tebliğ edildiği ve 18/02/2019 tarihinde dava açıldığı açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 2. fıkrasının (b) bendinde, bu sürelerin, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı, 8.maddesinin 2. fıkrasında, tatil günlerinin sürelere dahil olduğu, şu kadar ki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı, 61. maddesinin 1. fıkrasında; bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verecekleri kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ esasları” başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyle ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, “Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddesinde, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı hükme bağlanmış, 7061 sayılı Kanun’un 16. ve 17 . maddelerinde yapılan ve 01/01/2018 tarihinde yürürlüğe giren değişikliklerle “Bilinen adresler” başlıklı 101. maddesinin 3. fıkrasında, işyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
01/09/2015 tarihinde vergi dairesi kayıtlarından re’sen terkin edilen davacı şirket adına yapılan dava konusu tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin 24/07/2018 tarihinde şirket müdürünün ikametgah adresinde eşi …’a tebliğinin, 213 sayılı Kanun’un tebligatla ilgili 7061 sayılı Kanun ile getirilen yasal düzenlemelerine uygun olduğu dikkate alındığında, yasal dava açma süresi olan otuz günlük sürenin son gününün adli tatile denk gelmesi nedeniyle en son 07/09/2018 tarihi mesai saati bitimine kadar dava açılması gerekirken 18/02/2019 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı anlaşıldığından davanın, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca süre aşımı yönünden reddi gerekirken uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle verilen karara yöneltilen istinaf başvurularının reddi yolundaki kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davacı temyiz isteminin ise bu nedenle reddi gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idare temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA,
3.Davacı TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, 28/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.