Danıştay Kararı 3. Daire 2022/4142 E. 2023/1712 K. 04.05.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/4142 E.  ,  2023/1712 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/4142
Karar No : 2023/1712

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyulmaksızın ilk kararda ısrar edilerek verilen ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca temyiz istemi ısrar hükmü yönünden reddedilen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının motorlu araç alım-satımı faaliyetinden elde ettiği kazancını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve aynı yılın Ocak-Mart, Nisan-Haziran ve Temmuz-Ekim dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu tarhiyatın dayanağını oluşturan takdir komisyonu kararında belirlenen matrahın, hangi veriler esas alınarak saptandığının anlaşılamadığı, takdir komisyonunca inceleme ve araştırma yetkisinin kullanılmadığı, bir takım genel nitelikte soyut ve matbu ifadelerden hareket edilerek takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 2010 yılı matrah takdiri için 02/10/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edilen ve 2010 yılında 23, 2011 yılında ise 9 adet binek ve ticari oto alım satımı gerçekleştirdiği tespit edilen davacının bu işlemlerinin, ticari faaliyet kapsamında olduğu açık olmakla birlikte takdir komisyonunca, söz konusu araçların alım-satım bedellerinin saptanmadığı, matrahın doğru olarak tespit ve takdirine dayanak bir belge niteliğinde olmayan kasko bedellerinin gösterildiği bir hesaplama tablosu ile EVDO kayıtlarının esas alındığı, kasko bedeliyle satıldığına ilişkin bir veri yer almadığı, gerçek satış tutarları kasko bedellerinin üstünde olabileceği gibi altında da olabileceğinden gerçek satış tutarlarının saptanmasına yönelik olarak ve taraflar arasında ispat niteliğini haiz tüm satış sözleşmeleri incelenmeksizin ve alıcıların ya da satıcı olan davacının beyanına başvurulmaksızın doğrudan kasko bedelleri esas alınıp %3 kar haddi esas alınarak hesaplanan matrah üzerinden yapılan tarhiyatın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusu reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının , 2010 yılında toplamda 23 adet binek-ticari araç alıp sattığının tespiti ve kazancıyla ilgili beyanname vermediğinden bahisle sevk edildiği takdir komisyonunca satışı yapılan araçların kasko bedelleri esas alınarak %3 kar oranı esas alınmak suretiyle gelir ve geçici vergi matrahı takdir edilmesi üzerine yapılan tarhiyat bakılan davaya konu yapılmıştır.
Dava dilekçesi ile davacı tarafından Vergi Mahkemesine sunulan 02/05/2018 tarihli dilekçede, trafik müşaviri olarak hizmet verildiği, özel plaka, muayene, sigorta, plaka işlemleriyle uğraşıldığı, hiç bir zaman galerici ya da bu vasıfta bir işle meşgul olunmadığı, 27/04/2010 tarihinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda her kurum ya da vatandaşın oturduğu ilçeden plaka ya da ruhsat alması gerektiği yönünde yapılan değişiklik nedeniyle özel plaka işlemleri için üzerine araç alındığı, genelde kimden alınmış ise aynı şahsa tekrar devredildiği, bu arada aracın muayene ve trafik sigorta işlemlerinin de tamamlandığı, bunun haricinde araç alım-satımı yapılmadığı, araç alanların ifadelerine başvurulmadığının ifade edildiği, dosya kapsamına alınan … Otomotiv İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun sonuç kısmında, davacının trafik müşavirliği, plaka alımı, aracılık gibi alanlarda ticari faaliyette bulunduğunun saptandığı ancak vergi mükellefiyet sicil kaydı olmadığından 16/05/2012 tarihinden itibaren adına vergi mükellefiyet kaydının açılması gerektiği yönünde saptamalara yer verildiği, araç alım-satım bilgilerinin sorgulamasından 2010 yılında araç alıp sattığı görüldüğünden mükellefiyet kaydının 11/01/2010 olarak değiştirildiği, davalı idarece takdir komisyonu kararına dayanak alındığı anlaşılan davacı tarafından alım-satıma konu edilen araç bilgilerinden, araçların alımı takip eden aynı gün, bir gün ya da kısa sürede elden çıkarıldığı ve takdir komisyonu kararında da davacının işinin trafik müşaviri olarak belirtildiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) işaretli bendi ile vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olacağı ve bu durumun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre olağan olmayan bir durumu iddia edenin bu iddiasını ispatlamakla yükümlü olacağı kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde re’sen tarhiyat, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmış, 74. maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak, takdir komisyonunun görevleri arasında sayılmış, komisyonunun yetkilerini düzenleyen 75. maddenin 1. fıkrasında ise 72. maddenin 1. fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanun’da yazılı inceleme yetkisini haiz olduğu kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı adına, motorlu araç alım-satımı faaliyetinden elde ettiği kazancını beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak dava konusu tarhiyatın yapıldığı, davacı tarafından trafik müşavirliği hizmetinde bulunulduğu, bu faaliyetin gereği olarak üzerine aldığı araçların, işlemlerinin ardından kısa sürede devredildiğinin iddia edildiği olayda, takdir komisyonunca, araç satış sözleşmelerinin temin edilmediği, davalı idare tarafından dosyaya sunulan araç bilgilerinden, davacı tarafından adına tescilin ardından kısa süre satıldığı anlaşılan araçların hangi bedelle satın alınarak kime hangi bedelle satıldığının araştırılmadığı, alıcı ifadelerine başvurulmadığı dolayısıyla uyuşmazlık konusu araç alım-satımlarının ticari kazanç elde etmek amacıyla gerçekleştirildiği ortaya konulmadan takdir edilen matrah üzerinden salınan cezalı vergilerin hukuka uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden Vergi Mahkemesince kaldırılması yolundaki kararına yöneltilen istinaf başvurusunu yazılı gerekçeyle reddinde sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 04/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.