Danıştay Kararı 3. Daire 2022/3931 E. 2023/369 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/3931 E.  ,  2023/369 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/3931
Karar No : 2023/369

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyulmaksızın ilk kararda ısrar edilerek verilen ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca temyiz istemi ısrar hükmü yönünden reddedilen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına dayanılarak 2011 yılının Ocak ve Nisan dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının, uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin matrah takdiri için 13/12/2016 tarihinde takdire sevk edildiği olayda, davalı idarece zamanaşımı süresinin dolmasına çok az bir süre kala takdire sevk edilmek suretiyle zamanaşımı süresini durdurma yoluna gidildiği, salt zamanaşımını durdurmak amacıyla takdire sevk işlemi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmayacağından, en son 31/12/2016 tarihine kadar tarh ve tebliğ edilmesi gerekirken bu süre geçirildikten sonra tebliğ edilen cezalı vergide hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle vergi ve ceza kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonuna sevkin zamanaşımını durdurması mümkün bulunmadığından, 2017 yılında davacıya tebliğ edilen 2011 yılına ilişkin vergi ve cezaların 31/12/2016 tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle istinaf başvurusu reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 26/10/2022 tarih ve E:2022/749, K:2022/1183 sayılı kararıyla Dairemize gönderilen dosya ile ilgili Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin ikinci fıkrasının 6. bendi gereğince ilgili dönemlere ilişkin matrah takdiri için … tarih ve … sayılı yazıya istinaden 13/12/2016 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, inceleme elemanı tarafından davalı idareye yazılan … tarih ve … sayılı yazı uyarınca takdir edilen matrah üzerinden dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısında, davacının faturalarını kayıtlarına aldığı … hakkında 2011 ve 2012 yıllarında düzenlemiş olduğu faturaların sahte olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde saptamalar içeren vergi tekniği raporu olduğu belirtilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı belirtilmiş, 74. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2’inci bendinde ise vergi kanunlarında yazılı fiat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiş, 75. maddesinde de, takdir komisyonlarının 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu konunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı adına, 13/12/2016 tarihinde takdire sevk edilmek suretiyle yapılan re’sen tarhiyatın sebebi olarak tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması durumunun gösterildiği, tarhiyatın üzerinden hesaplandığı matrahın ise … tarih ve … sayılı yazı esas alınarak takdir edildiği, söz konusu yazıda davacının faturalarını kayıtlarına aldığı … hakkında düzenlenen 24/01/2017 tarihli vergi tekniği raporuyla komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediğinin tespit edildiği ve davacının bu mükelleften olan alışları yönünden matrah takdir edilmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alındığında davacının takdire sevk edildiği 13/12/2016 tarihi itibarıyla ortada re’sen tarh nedeninin bulunduğu davalı idare tarafından ortaya konulamadığından dolayısıyla yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığından tarhiyatı yazılı gerekçeyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun yazılı gerekçeyle reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu öngörülmüş; 30. maddesinin birinci fıkrasında, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra maddenin ikinci fıkrasında ise, sayılan hallerden herhangi birinin bulunması durumunda vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği hükme bağlanmış; 31. maddesinin birinci fıkrasında, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı; 74. maddesinde, takdir komisyonlarının görevleri sayılmış; 75. maddesinin birinci fıkrasında, takdir komisyonunun 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 134. maddesinin birinci fıkrasında da, vergi incelemesinden amacın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olduğu açıklanmıştır.
Öte yandan; 213 sayılı Kanunda, haklarında re’sen tarh sebeplerinden biri bulunan mükelleflerin hangi hallerde 135. maddede sayılan incelemeye yetkili olanlar tarafından incelemeye tabi tutulacakları, hangi hallerde matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilecekleri hususunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri karşısında, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği, takdir komisyonlarının, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak tespit etme yetkisine sahip olduğu tartışmasızdır.
Dosyanın incelenmesinden, bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiği saptanan dolayısıyla hakkında re’sen tarh nedeninin bulunduğu davalı idare tarafından ortaya konulan davacı adına tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı dolayısıyla davacının faturalarını kayıtlarına aldığı mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitler değerlendirmek suretiyle karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.