Danıştay Kararı 3. Daire 2022/3862 E. 2023/516 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/3862 E.  ,  2023/516 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/3862
Karar No : 2023/516

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : … Tarım Sanayi Ticaret Limited Şirketi

Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : Davacı adına, bir kısım alışlarını sahte fatura ile belgelendirdiği yolunda tespitleri içeren vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararı uyarınca 2007 yılının Ocak ila Temmuz ve Ekim dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisini; Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının 03/12/2012 tarihli yazısına istinaden incelemeye alınan davacının zamanaşımı süresinin dolmasına az bir süre kalması nedeniyle 18/12/2012 tarihinde takdire sevk edildiği, inceleme tamamlandıktan sonra düzenlenen vergi tekniği raporunun sonuç bölümündeki tutarların takdir komisyonu tarafından 05/11/2013 tarihli karar ile matrah olarak belirlendiğinin anlaşıldığı olayda, takdire sevk işleminin asıl amacının zamanaşımını durdurmak olduğunun kabulü gerekeceğinden ve salt bu sebeple sevkin 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durduracağından söz edilemeyeceğinden, beş yıllık tarh zaman aşımı süresi geçirildikten sonra yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararını; davacının 2007 yılı matrahının takdiri için 20/12/2012 tarihinde takdir komisyonuna sevk edilmesiyle duran ve sevk tarihinden itibaren bir yıl içinde takdir komisyonu kararının vergi dairesi kayıtlarına 07/11/2013 tarihinde girmesiyle işlemeye devam eden zamanaşımı süresi dolmadan 08/11/2013 tarihinde tebliğ edilen ihbarnamelerle duyurulan vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmek üzere bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 21/02/2018 tarih ve E:2016/2585, K:2018/811 sayılı kararının; salt zamanaşımını durdurmak amacıyla takdire sevk işlemi işleyen zamanaşımı süresini durdurmayacağından salınan vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığı ve tarhiyatın eksik inceleme ve varsayıma dayandığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Danıştay Üçüncü Dairesinin 21/02/2018 tarih ve E:2016/2585, K:2018/811 sayılı kararı kaldırıldıktan sonra Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan, kararın düzeltilmesi isteminin kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesinin 21/02/2018 tarih ve E:2016/2585, K:2018/811 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra davalı idare temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde, re’sen tarhiyat, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmıştır. Kanunun 74. maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak, takdir komisyonunun görevleri arasında sayılmış, komisyonunun yetkilerini düzenleyen 75. maddenin 1. fıkrasında ise 72. maddenin 1. fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisini haiz olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un 113. maddesinde zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış, 114. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımını mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.
Davacının 2007 yılında bir kısım alımlarını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle 03/12/2012 tarihli iş emriyle hesap ve işlemlerinin incelenmeye başlandığı, inceleme devam ederken 20/12/2012 tarihinde takdire sevk edildiği, 17/01/2013 tarihli vergi tekniği raporu dayanak alınarak 05/11/2013 tarihli takdir komisyonu kararıyla matrah takdir edildiği, bu kararın vergi dairesine tevdi edilmesi üzerine 07/11/2013 tarihli ihbarnamelerin 08/11/2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Kanunun 30. maddesine göre vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrah, takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceğinden, bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlanılmadan önce takdire sevk edilmesine ve düzenlenen raporların takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamakla birlikte inceleme başladıktan sonra takdire sevk işleminin zamanaşımı süresini durdurduğundan bahsedilemez.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu olayda, takdire sevkin zamanaşımı süresini durdurmadığı dikkate alındığında, 31/12/2012 tarihine kadar tebliğ edilmesi gerekirken zamanaşımı süresinin dolmasından sonra tebliğ edilen ihbarnameler içeriği cezalı vergi zamanaşımına uğradığından, yazılı gerekçeyle verilen karara yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, 28/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinde yazılı sebeplerden hiçbirine uymadığından, karar düzeltme isteminin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.