Danıştay Kararı 3. Daire 2022/3558 E. 2023/54 K. 24.01.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/3558 E.  ,  2023/54 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/3558
Karar No : 2023/54

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) …Ticareti Limited Şirketi – …Adi Ortaklığı
Vekili: Av. …
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Vekili: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi Bölge … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adi ortaklık adına, … Ticareti Limited Şirketi’ne ait sahte faturaların adi ortaklık şeklinde komisyon karşılığı düzenlendiği yolundaki tespitleri içeren vergi tekniği raporunu esas alan takdir komisyonu kararı uyarınca Şubat ila Eylül 2018 dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 44. maddesi hükmü uyarınca ihbarnamelerin müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına tanzim edilmesi gerekirken, adi ortaklık adına düzenlendiğinin anlaşılması karşısında yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Uyuşmazlık konusu vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin adi ortaklık adına düzenlenmesinin tek başına vergilendirmeyi hükümsüz kılmayacağı ve sözü edilen ihbarnamelerin ortaklardan birine tebliği üzerine süresinde açılan davanın esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılan olayda takdir komisyonu kararının dayanağı olan ve sözü edilen şirket hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda yer alan saptamaların, sahte fatura düzenleme fiilinin işlediğini ortaya koyacak nitelikte olduğundan yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, adi ortaklık adına ihbarname düzenlenmesinin 3065 sayılı Kanun’un 44. maddesine aykırı olduğu, tüm işlemlerin vekaleten gerçekleştirildiği, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunun da bu durumu teyit ettiği, menfaat gözeterek sahte fatura düzenlediğine dair somut tespit olmadığı, takdir komisyonunun yetkisini aşarak vergi takdir ettiği, eksik inceleme ve varsayıma dayalı olarak tarhiyat yapıldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davalı idare temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddi, davacı temyiz isteminin ise kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı ortaklık adına komisyon karşılığında sahte fatura düzenlediği ve bu yolla elde ettiği kazancını beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararlarına dayanılarak dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde, adi ortaklık sözleşmesinin, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme olduğu, bir ortaklığın, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılacağı, 625. maddesinin birinci fıkrasında, yönetimin, sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış olmadıkça, bütün ortakların ortaklığı yönetme hakkına sahip olduğu, 637. maddesinde, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortağın, bu kişiye karşı bizzat kendisinin alacaklı ve borçlu olacağı, ortaklardan biri, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yaparsa, diğer ortakların ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olacakları, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, ortaklığı veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisinin var sayılacağı, ancak, temsil yetkisine sahip yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olmasının şart olduğu hükmüne yer verilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 44. maddesinde, katma değer vergisinin, bu vergiyle mükellef gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunacağı, şu kadar ki adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birinin katma değer vergisine muhatap olacağı düzenlenmiştir.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde, “Tasarının bu maddesine göre katma değer vergisi, esas itibariyle, bu vergiyle mükellef gerçek ve tüzel kişiler adına tarh edilecektir. Ancak bu genel kuralın uygulanmasına imkan görülmeyen istisnai durumlar da dikkate alınarak, bu hallerde tarhiyatın muhatabının kimler olacağı maddede iki bent halinde ayrıca belirlenmiştir. Bu maddenin düzenlenmesinde Vergi Usul Kanununun kanuni temsilci ile ilgili hükümleri de gözönüne alınmıştır.” açıklamalarında bulunulmuştur.
3065 sayılı Kanun’un 44. maddesi hükmüne göre, katma değer vergisi prensip olarak vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunacaktır. Ancak bu genel kuralın uygulanmasına imkan görülmeyen istisnai durumlarda katma değer vergisi tarhiyatının muhatabının kimler olacağı anılan maddede iki bent halinde ayrıca gösterilmiştir. Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklıklarda mükellefiyet, bütün ortakları kapsayacak şekilde, tek bir hesap üzerinden tesis edilir. Eğer katma değer vergisi mükellefi bir adi ortaklık ise, katma değer vergisinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap olacaktır. Zira, katma değer vergisinde adi ortaklık müstakil bir birim ve mükellef teşkil eder; ancak, ortaklığın ayrı tüzel kişiliği olmadığından, vergi borcuna muhatap olma ve ödeme mükellefiyeti ortaklara düşer. 3065 sayılı Kanun’un 44. maddesinde yer alan hükümle, tarhiyata muhatap olarak kimin alınacağı hususunda doğabilecek duraksamaları gidermek bakımından, ortaklardan herhangi birinin tarhiyatın muhatabı olacağı hükmü getirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca 3065 sayılı Yasa gereği müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına ihbarname düzenlenmesi anılan Kanun’un 44. maddesine uygun düşmediğinden, davayı uyuşmazlığın esasını incelemek suretiyle sonuçlandıran Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Yargı yerlerince verilen kararlardan, ancak davanın tarafları aleyhine sonuç doğuran hüküm fıkralarına karşı yasal başvuru yolları kullanılabileceğinden, tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen davalı idare istinaf başvurusunu kabul ederek söz konusu kararı kaldırdıktan sonra davayı reddeden Vergi Dava Dairesi kararına karşı hukuki yararı bulunmayan davalı idare temyiz isteminin ise incelenmeksizin reddi gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacı temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA,
3.Davalı idare TEMYİZ İSTEMİNİN İSE İNCELENMEKSİZİN REDDİNE, 24/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.