Danıştay Kararı 3. Daire 2022/2705 E. 2023/2263 K. 31.05.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/2705 E.  ,  2023/2263 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2705
Karar No : 2023/2263

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat ve Dekorasyon Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunu, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yeniden inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği yolunda saptamalara yer veren vergi inceleme raporu uyarınca 2010 yılı için re’sen salınan kurumlar vergisi, aynı yılın tüm dönemleri için re’sen salınan geçici vergi ve sözü edilen vergiler üzerinden tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının faturalarını kayıtlarına aldığı Tasfiye Halinde … Sac Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Tasfiye Halinde … Demir Çelik Mamulleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, … İnşaat ve Dekorasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile Tasfiye Halinde … Yapı Taahhüt ve Demir Çelik Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkındaki tespitlerin düzenledikleri faturaların sahte olduğunu kanıtlayıcı mahiyette olmadığı dolayısıyla belirtilen mükelleflerden alınan faturalar yönünden olayda re’sen tarh nedeninin bulunmadığı, …, …, … ile … Metal Ürünleri Hafriyat ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkındaki saptamaların ise düzenledikleri faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığını gösterdiği, bu mükelleflerden alınan faturalar yönünden ortada resen tarh sebebi mevcut ise de davacı tarafından değinilen mükelleflerden satın alınan mal ve hizmetlerin faaliyet konusu işte kullanılmadığı, kurumlar vergisi matrahını aşındırmak için sahte fatura alındığı hususunun davacının kayıtları üzerinde kaydi ve fiili envanter yapılmak ve söz konusu mal ve hizmet alınmadan da ticari faaliyetin sürdürülmesinin mümkün olduğu hususu açıkça ortaya konulmadan kurum kazancının tespiti mümkün olmadığından, 213 sayılı Kanun’un 134. maddesine uygun olarak düzenlenmeyen inceleme raporlarına dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı, somut bir saptama olmaksızın 213 sayılı Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezalar kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının bir kısım alımlarını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle dava konusu tarhiyat yapılmış ve davacı adına aynı nedenle 2010 yılı için yapılan katma değer vergisi tarhiyatına karşı açılan davada eleştirilen faturaların bir kısmının sahte olduğu hükme bağlanmış ise de, gelirin gerçekliği ilkesi dikkate alındığında söz konusu faturalardaki mal ve hizmetlerin gerçekten alınıp alınmadığı yönünden herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, salt faturaların bir kısmının sahte olduğundan hareketle bu fatura tutarlarının gider kabul edilmeyerek doğrudan dönem maliyetlerinden çıkarılması suretiyle yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı, alışların sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı faturalarla belgelendirilmesi 213 sayılı Kanunun 353. maddesinin 1.bendinde özel usulsüzlük cezası kesilmesi gereken eylemler arasında gösterilmediği gibi kesilen ceza, maddenin öngörülüş amacına da uygun düşmediğinden kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava konusu vergi ve cezalar kaldırılmıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bir kısım alımlarını sahte faturayla belgelendiren davacı adına yapılan tarhiyat ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, bir kısım alışlarını haklarında sahte fatura düzenlediği yönünde vergi tekniği bulunan sekiz mükelleften aldığı faturaları maliyetlerine kaydettiği yolunda saptamalar içeren vergi inceleme raporunda hesaplanan matrah üzerinden dava konusu tarhiyatın yapıldığı, 213 sayılı Kanun’un 353. maddesi 1. bendi gereğince özel usulsüzlük cezası kesildiği anlaşılmıştır.
Tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunda, davacının 2010 yılında maliyetlerinin toplamının 6.523.543,01-TL olduğu, bu tutarın yaklaşık %89,06’sı olan 5.809.957,46-TL’sinin sahte faturalarla belgelendirildiği, dönem karının 12.151,10-TL olarak beyan edildiği, sahte faturalarla belgelendirilen alışların gerçek alışlar mı yoksa kurum kazancını aşındırmak için mi kayıtlara alındığının davacının dönem karı ile TC. Merkez Bankasınca yıllar itibarıyla sektörel bazda yayımlanan karlılık oranıyla karşılaştırmak suretiyle tespit edileceği, davacının faaliyet gösterdiği sektörde Merkez Bankasınca duyurulan net karlılık oranının % 2,596 olduğu, bu oran uygulandığında davacının dönem karının 172.586,17-TL olması gerektiği, buna göre, beyan edilen dönem karı da dikkate alındığında sahte faturalarla belgelendirilen tutarın 160.435,07-TL’lik kısmının dönem maliyetlerini artırmak maksadıyla kayıtlara alındığı, 5.649.522,39-TL’sinin ise sahte faturalarla belgelendirilen gerçek alışlara isabet ettiğinin belirtilerek, uyuşmazlığa konu dönem kurumlar vergisi matrahının, Merkez Bankasınca yayımlanan net karlılık oranı üzerinden hesaplanan 172.586,17-TL’ye 1.174,30-TL tutarındaki kanunen kabul edilmeyen giderlerin ilavesi ile 173.760,47-TL olarak belirlendiği görülmüştür.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun, vergi kanunlarının uygulanması ve ispatı düzenleyen 3. maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ve yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi doğal ve açık olmayan tanık anlatımının kanıtlama aracı olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa ait olduğu, 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması gerektiği belirtilmiş olup, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde ise kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde ise Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış, aynı Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrasında, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Maliyetleri artırmak maksadıyla kayıtlara alınan sahte fatura tutarının TC Merkez Bankasınca duyurulan sektörel karlılık oranı dikkate alınarak hesaplandığı olayda inceleme elemanınca izlenen yöntemle ortaya konulan fark matrahın hukuka uygun olduğu sonucuna varıldığından, söz konusu matrah farkı üzerinden yapılan dava konusu tarhiyatın yazılı gerekçeyle kaldırılması yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, yeniden verilecek kararda özel usulsüzlük cezası hakkında değerlendirme yapılması gerektiği tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 31/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.