Danıştay Kararı 3. Daire 2022/2610 E. 2023/1498 K. 27.04.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/2610 E.  ,  2023/1498 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2610
Karar No : 2023/1498

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunu Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yeniden inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle sevk edildiği takdir komisyonu kararlarına dayanılarak 2010 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile aynı yılın Nisan-Haziran ve Temmuz-Eylül dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Takdire sevk nedeni olarak gösterilen yazının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun aradığı yönde bir delil olmadığından takdire sevk nedeninin oluşmadığı, takdir komisyonunca davacının defter ve kayıtları üzerinden somut tespitler yapılmadan soyut ifadelerle matrah takdir edildiği ve takdirin dayanağının açıkça gösterilmediği anlaşıldığından yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu cezalı vergiler kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bölge İdare Mahkemesince bozma kararına uyulmasına rağmen takdire sevk nedeninin bulunup bulunmadığı hususunda değerlendirme yapılmadığı, vergi incelemesinin tamamlanmaması durumuda takdire sevk nedeninin oluşmadığından bahsedilemeyeceği, davacının ilgili dönemde alım yapığını bildirdiği … hakkında komisyon karşılığı sahte fatura düzenlendiğine yönelik vergi tekniği raporu düzenlendiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacının, hakkında vergi incelemesi yapılan …’dan fatura aldığını Ba formuyla bildirdiğinden bahisle 07/12/2015 tarihinde takdire sevk edildiği, bahsedilen inceleme soncunda bu mükellef ile ilgili olarak 21/12/2015 tarihinde komisyon karşılığında sahte fatura düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu düzenlendiği, 05/05/2016 tarihli takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyata ilişkin vergi ve ceza ihbarnamesinin 02/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde re’sen vergi tarhı; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlandıktan sonra maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği halleri sayan bentleri arasında, (6) numaralı bentte, verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması durumuna yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bu hükümler, öncelikle vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkça ortaya konulması gerektiğini öngörmekte olup, bu inceleme ve tespit yapılmadan, yani re’sen matrah takdirini gerektiren sebep açıkça ortaya konulmadan vergi matrahının re’sen takdiri yoluna gidilemeyeceğini göstermektedir.
Bu durumda idare tarafından, davacının beyannamelerinin gerçek durumu yansıtmadığına dair bir delil sunulmaksızın, defter ve belgeleri üzerinde herhangi bir inceleme araştırma yapılmaksızın, salt hakkında vergi incelemesi bulunan mükelleften fatura aldığını bildirdiğinden hareketle takdire sevk edildiği olayda, takdire sevk tarihi itibarıyla, 213 sayılı Kanun’un 30. maddesinin (6) numaralı bendinde düzenlenen re’sen matrah takdirini gerektiren nedenin varlığından söz edilemeyeceği, bu durumda yapılan takdire sevk işleminin zamanaşımı süresini durdurmayacağı dikkate alındığında, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra tebliğ edilen ihbarnameler içeriği cezalı verginin zamanaşımına uğradığı görüldüğünden yazılı gerekçeyle dava konusu cezalı vergilerin kaldırılmasına ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.