Danıştay Kararı 3. Daire 2022/2493 E. 2023/545 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/2493 E.  ,  2023/545 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2493
Karar No : 2023/545

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol Ürünleri Otomotiv Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle takdir komisyonu kararı uyarınca Ocak, Temmuz ila Aralık 2009 dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının faturalarını kayıtlarına aldığı … Petrokimya Ürünleri Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkındaki saptamalar düzenlediği faturaların gerçeği yansıtmadığını kanıtlayıcı mahiyette olmadığından yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Gerçeği yansıtmayan faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı, tedarikçi firma hakkında sahte fatura düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunduğu, davacının sözü edilen şirket tarafından tanzim edilen 841.956,59 TL’lik sahte faturayı kayıtlarına aldığı saptandığından bu faturalara konu indirimlerin reddi suretiyle yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, 2009 yılında Ba formuyla alış yaptığını bildirdiği … Petrokimya Ürünleri Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkındaki incelemenin devam ettiği sırada, defter ve beyannamelerinin gerçeği yansıtmadığından bahisle 19/12/2014 tarihinde takdire sevk edildiği, takdir komisyonunun 12/11/2015 tarihli kararıyla takdir edilen matrah üzerinden dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde re’sen vergi tarhı; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlandıktan sonra maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği halleri sayan bentleri arasında, (6) numaralı bentte, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeler, öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesini, bu kayıt ve vesikalarda vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkça ortaya konulması gerektiğini öngörmekte olup, bu inceleme ve tespit yapılmadan, yani re’sen matrah takdirini gerektiren sebep açıkça ortaya konulmadan vergi matrahının re’sen takdiri yoluna gidilemeyeceğini göstermektedir.
Uyuşmazlıkta defter ve beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığı hususu takdire sevk sebebi olarak belirtilmiş ise de davacının Ba formuyla alış yaptığını bildirdiği mükellef hakkında incelemenin tamamlanmadığı aşamada, takdire sevkedildiği 19/12/2014 tarihi itibariyle re’sen takdir nedeninin bulunduğundan söz edilemeyeceğinden dolayısıyla takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyat hukuka aykırı olduğundan dava konusu cezalı vergiyi yazılı gerekçeyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir. ,

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
3.2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyiz isteminin, temyize konu kararın dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle reddi gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.

(XX)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu öngörülmüş; 30. maddesinin birinci fıkrasında, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra maddenin ikinci fıkrasında ise, sayılan hallerden herhangi birinin bulunması durumunda vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği hükme bağlanmış; 31. maddesinin birinci fıkrasında, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı; 74. maddesinde, takdir komisyonlarının görevleri sayılmış; 75. maddesinin birinci fıkrasında, takdir komisyonunun 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 134. maddesinin birinci fıkrasında da, vergi incelemesinden amacın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olduğu açıklanmıştır.
Aynı Kanunun 113. maddesinde zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış, 114. maddesinde ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının, zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımının mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği; ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan; 213 sayılı Kanunda, haklarında re’sen tarh sebeplerinden biri bulunan mükelleflerin hangi hallerde 135. maddede sayılan incelemeye yetkili olanlar tarafından incelemeye tabi tutulacakları, hangi hallerde matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilecekleri hususunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, 2009 yılında Ba formuyla alış yaptığını bildirdiği … Petrokimya Ürünleri Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkındaki incelemenin devam ettiği sırada, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca 19/12/2014 tarihinde takdire sevk edildiği, takdir komisyonunun 12/11/2015 tarihli kararıyla takdir edilen matrah üzerinden yapılan dava konusu tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin 18/11/2015 tarihinde tebliği üzerine dava açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda kuralına yer verilen 213 sayılı Kanunun 30. maddesi karşısında, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup, bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlanmadan önce veya vergi incelemesi devam ederken takdire sevk edilmesine ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca veri olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda re’sen tarh nedeni bulunduğu gibi zamanaşımı süresi içinde takdire sevk edilmekle işlemekte olan zamanaşımı süresinin duracağı hususunun 213 sayılı Yasanın 114. maddesinin gereği olması ve amacı ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olan takdir komisyonunun inceleme yapma yetkisinin mevcut olması karşısında, takdire sevk üzerine duran zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce, yine incelemeye yetkili olan vergi müfettişi tarafından sahte fatura düzenleyicisi olan mükellef hakkında düzenlenen rapordaki verilerin esas alınması suretiyle matrah takdir edilerek zamanaşımı süresi dolmadan ihbarnameyle duyurulan vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığından da söz edilemeyeceğinden, yazılı gerekçeyle dava konusu tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen temyiz isteminin uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle sonuçlandırılması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.