Danıştay Kararı 3. Daire 2022/2478 E. 2023/4 K. 23.01.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/2478 E.  ,  2023/4 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2478
Karar No : 2023/4

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …, …

İSTEMİN KONUSU :Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyulmaksızın ilk kararda ısrar edilerek verilen ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca temyiz istemi ısrar hükmü yönünden reddedilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … İnşaat Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2006 yılının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emrine konu vergi ve cezalara ait ihbarnamelerin, şirketin bilinen adresinde tebliğ edilemediği hususu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesine uygun olarak saptanmadığından ilanen tebliğin usulsüz olduğu dolayısıyla kamu alacağının asıl amme borçlusu şirket açısıdan usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek kesinleştirilmediği, bu nedenle davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibi için gerekli koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği borçların dayanağının, davacının yasal temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonraki kanuni temsilciden istenilen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle yapılan tarhiyat olduğu, bu durumda davacının kendisi ile ilgili bulunmayan alacağın ödenmesinden sorumlu tutularak düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin kesinleşen ve mal varlığından tahsil imkanı bulunmayan kamu alacağının tahsili amacıyla adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 18/05/2022 tarih ve E:2022/1515, K:2022/553 sayılı kararıyla Dairemize gönderilen dosya ile ilgili Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 23/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu’nun mükerrer 35. maddesinde ise, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 20/06/2005 ila 09/11/2007 tarihleri arasında şirket müdürü olarak görev yaptığı, ödeme emri içeriği kamu alacağının ise asıl borçlu şirketin defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle, davacının kanuni temsilcilik sıfatını haiz olduğu 2006 yılının Ocak ila Aralık dönemlerine ilişkin yapılan tarhiyata ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca kanuni temsilcinin sorumluluğu temsil yetkisinin sona erdiği döneme kadar olduğundan, ödeme emrine konu borcun ilgili olduğu dönemde yetkisi devam eden davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum.