Danıştay Kararı 3. Daire 2022/2373 E. 2023/82 K. 24.01.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/2373 E.  ,  2023/82 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2373
Karar No : 2023/82

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunu, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yeniden inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2009, 2015 ve 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının 2009 yılı borçları için 31/10/2014 tarihinde takdir komisyonuna sevkedilmesiyle zamanaşımının durduğu ve 31/10/2015 tarihi itibariyle işlemeye devam ettiği, davacı hakkında düzenlenen ihbarnamelerin 13/11/2015 tarihinde ilan panosuna asıldığı ve 04/01/2016 tarihinde panodan indirildiği ancak bilinen adresinin yanlış olduğunun tespit edildiği tarihin 18/11/2015 olduğu dolayısıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 103. maddesinde düzenlenen ilanen tebliğ şartı bu tarihte sağlandığından listenin askıya çıkma tarihinin bu tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, ilan yazısının askıya çıkarıldığı tarihi izleyen onbeşinci günün ilan tarihi olarak kabul edileceği yolundaki yasal düzenleme gereğince ilan tarihinin de 03/12/2015 olduğu, ilan tarihinden başlıyarak bir ay içinde vergi dairesine müracaat etmemiş veya adresini bildirmemiş olanlara bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı yönündeki hüküm uyarınca da tebliğin 03/01/2016 tarihinde yapılmış sayılması gerektiği, bu durumda 31/12/2015 tarihinde kadar tarh ve mükellefe tebliğ edilmesi gereken vergilerin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emrinin dayanağının oluşturan vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin, 18/11/2015 tarihinde davacının adresinde düzenlenen adres tespit tutanağıyla adreste tanınmadığının tespit edilmesi sebebiyle ilanen tebliğ edildiği ancak söz konusu ihbarnamelerin adresinde tebliğ edilemediğine ilişkin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesine uygun olarak düzenlenmiş tebliğ alındısının dosyaya sunulamadığı dikkate alındığında ilanen tebliğ için aranan yasal koşulun gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği dolayısıyla ilanen tebliğin usule uygun olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra ödeme emri iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirket adına, 2009, 2015 ve 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirmeyle ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 94. maddesinde, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde ise bunları idare edenlere veya temsilcilere yapılacağı, tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı, 102. maddesinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, bu işlemlerin komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı, 104. maddesinde ilan yazısının tebliğ yapan vergi dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline asılacağı, tebliğin konusu, her biri için ayrı ayrı olmak üzere, birmilyar liradan az vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ayrıca (3) numaralı bende göre ilan yapılmayacağı ve ilan yazısının askıya çıkarıldığı tarihi izleyen onbeşinci gün ilan tarihi olarak kabul edileceği, ilan yazısının bir sureti mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderileceği, Kanununun 106. Maddesinde de ilan tarihinden başlıyarak bir ay içinde ne vergi dairesine müracaat yapmış ve ne de adresini bildirmiş olanlara bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı kurala bağlanmış olup 101. maddesinde ise bilinen adresler sayılmak suretiyle gösterilmiştir.
Aynı Kanun’un 113. maddesinde zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış ve zamanaşımının, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği belirtilmiş, 114. madde de vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren Kanun’da gösterilen süre içinde itirazda bulunabileceği hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dönem matrahının tespiti için takdir komisyonuna sevkle zamanaşımının durduğu ve 31/10/2015 tarihi itibariyle işlemeye devam ettiği, ihbarnamelerin 13/11/2015 tarihinde ilan panosuna asılarak 04/01/2016 tarihinde panodan indirildiği ancak davacının bilinen adresi yanlış olduğundan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 103. maddesinde düzenlenen ilanen tebliğ şartının yanlışlığın tespit edildiği 18/11/2015 tarihinde sağlandığı dikkate alındığında, listenin askıya çıkma tarihinin bu tarih olarak kabul edilmesi ile aynı Kanunun 104. maddesi gereği ilan tarihinin, ilan yazısının askıya çıkarıldığı tarihi izleyen onbeşinci gün olan 03/12/2015 olarak kabul edilmesi ve 106.madde uyarınca ilan tarihinden başlayarak bir ay içinde vergi dairesine müracaat etmemiş veya adresini bildirmemiş olan davacıya 03/01/2016 tarihinde ilanın yapılmış sayılacağına ilişkin yasal düzenlemeler gereğince, 31/12/2015 tarihinde kadar tarh ve tebliğ edilmeyen vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından yazılı gerekçeyle iptaline ilişkin Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 24/01/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.