Danıştay Kararı 3. Daire 2022/2341 E. 2023/383 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/2341 E.  ,  2023/383 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2341
Karar No : 2023/383

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyulmaksızın ilk kararda ısrar edilerek verilen ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca temyiz istemi ısrar hükmü yönünden reddedilen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, tasfiyesi tamamlanarak sona eren … İç ve Dış Pazarlama Hizmetleri Dahili Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle sevk edildiği takdir komisyonu kararına dayanılarak kanuni temsilci sıfatıyla 2011 yılının Eylül ila Aralık dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 9. fıkrası uyarınca kanuni temsilci adına tarhiyat yapılması mümkün ise de tüzel kişilikleri ticaret sicilinden silinmeleriyle sona eren şirketlerin, haklara sahip olması ve borçlu kılınmasının mümkün olmadığı, münfesih şirket adına tarh ve ceza kesme işlemleri tesis edilemeyeceği gibi hukuk aleminde var olmayan bir şirket hakkında vergi incelemesi yapılamayacağı, şirketin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemine ilişkin olarak kanuni temsilciler ve tasfiye memurları adına tarhiyat yapılabilmesi için şirket hakkındaki incelemenin şirketin tasfiyesinden önce tamamlanması gerektiği, olayda ise tasfiyesinin tamamlandığı hususu 06/02/2013 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan şirket hakkında sahte fatura kullandığından bahisle yapılan incelemenin, şirketin tüzel kişiliği son bulduktan sonra tamamlandığı görüldüğünden, yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonuna sevkin zaman aşımını durdurması mümkün bulunmadığından, 2017 yılında davacıya tebliğ edilen 2011 yılına ilişkin vergi ve cezaların 31/12/2016 tarihi itibarıyla zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle istinaf başvurusu reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 18/05/2022 tarih ve E:2022/519, K:2022/567 sayılı kararıyla Dairemize gönderilen dosya ile ilgili Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının kanuni temsilcisi olduğu tasfiyesi tamamlanmış .. İç ve Dış Pazarlama Hizmetleri Dahili Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin hakkında sahte belge düzenleme yönünden vergi tekniği raporu bulunan mükelleflere ait faturaları kullandığı yolundaki … tarih ve … sayılı yazıya istinaden 213 sayılı Vergi Usul kanunu’nun 30. maddesinin ikinci fıkrasının 6. bendi uyarınca sevk edildiği takdir komisyonu kararları uyarınca tarhiyat yapıldığı ve vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uyarınca artırıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı belirtilmiş, 74. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2’inci bendinde ise vergi kanunlarında yazılı fiat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiş, 75. maddesinde de, takdir komisyonlarının 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu konunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları düzenlenmiştir.
Kanun’un 113. maddesinde zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak ifade edilmiş, 114. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımını mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Kanun’un 30. maddesine göre vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrah, takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceğinden, Vergi Dava Dairesi kararının takdir komisyonunun indirim reddi yetkisi bulunmadığı yolundaki yargısı hukuka uygun düşmemiştir.
Öte yandan dönem matrahı takdir komisyonu tarafından takdir edilebilecek olan bir mükellefin vergi incelemesine başlanılmadan önce takdire sevk edilmesine ve düzenlenen raporların takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamakla birlikte inceleme başladıktan sonra takdire sevk işleminin zamanaşımı süresini durdurduğundan bahsedilemez.
Buna göre davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin takdire sevk edildiği 26/12/2016 tarihi itibarıyla re’sen tarh sebebinin bulunması ve takdire sevk işleminden önce bu re’sen tarh sebebiyle ilgili olarak şirket hakkında başlamış bir inceleme bulunmaması durumunda takdire sevk işlemi tarh zamanaşımını durduracağından ve bu durumda 213 sayılı Kanun’un 30. maddesindeki re’sen tarh nedenlerinden birisinin varlığına bağlı olarak tarh zamanaşımı süresi içinde yapılmış olacak olan tarhiyata ilişkin uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekeceğinden yazılı gerekçeyle tarhiyatı kaldıran Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen hususlarda yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 21/02/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.