Danıştay Kararı 3. Daire 2022/2329 E. 2023/2333 K. 05.06.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/2329 E.  ,  2023/2333 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2329
Karar No : 2023/2333

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, …’ın komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle müteselsil sorumlu ibaresine de yer verilen ihbarnamelerle duyurulan 2016 yılına ait gelir vergisi, aynı yılın Kasım-Aralık dönemlerine ait geçici vergi ve Haziran ila Ekim dönemlerine ait katma değer vergisi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı adına düzenlenen ceza ihbarnamelerinde, serbest meslek mensuplarıyla ilgili düzenlemenin yer aldığı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesi uyarınca “müteselsilen sorumlu” ibaresine ve aynı Kanun’un 344. ve 359. maddesinde düzenlenen “iştirak” ibarelerine birlikte yer verilmek suretiyle cezanın dayanağı hususunda tereddüt oluşturulduğundan sebep unsuru açısından hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle dava konusu ceza kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiği iddia edilen kişi ile ilgili vergi tekniği raporundaki tespitler düzenlediği faturaların sahte olduğunu ve davacının vergi ziyaına iştirakinin bulunduğunu ortaya koyduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Bahsi geçen şahsın alış satış faturaları kendisine iletilmediğinden defter ve belgelerin ilgilisine iade edildiği, adli yargıda hakkında verilen beraat kararının dikkate alınması gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasının duyurulduğu ihbarnamelerde, iştirak ve müteselsil sorumlu ibarelerine birlikte yer verildiği anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olduğu kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ”Ceza İhbarnamesi” başlıklı 366. maddesinde, kesilen vergi cezalarının ilgililere ceza ihbarnamesi ile tebliğ olunacağı, ceza ihbarnamelerinde ihbarnamenin sıra numarası, tanzim tarihi, ilgililerin soyadı, adı ve unvanı, varsa mükellef numarası (mükellef hesap numarası), ilgilinin açık adresi, kanunun madde ve fıkra numaraları gösterilmek ve mevcut deliller bildirmek suretiyle olayın izahı, olayın ilgili bulunduğu vergilendirme veya hesap dönemi, varsa cezanın ilgili bulunduğu vergiye ait ihbarnamenin tarih ve numarası, varsa tekerrür ve içtima durumu, vergi cezasının hesabı ve miktarı, vergi mahkemesinde dava açma süresine ilişkin bilgilerin yer alması gerektiği 344. maddesinin birinci fıkrasında ise 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği, ikinci fıkrasında ise vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Menfaati ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabilmesi için idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olması gerekmektedir.
İdari işlemin hukuki sebebi, idareyi o işlemi yapmaya iten soyut hukuk kuralı olup vergi hukukunda vergi ve cezanın hukuki sebebi ise somut vergi kanunlarındaki vergi salınmasını ve ceza kesilmesini gerektiren kurallardır.
Bu nedenle vergi ve/veya ceza ihbarnamelerinin, kanunda yazılı unsurları ihtiva etmesi yanı sıra sebep unsuru bakımından kanunun hangi maddesi uyarınca düzenlendiği hususunu; diğer bir anlatımla kanuni dayanağını da içermesi gerekir. Kanuni dayanağın tereddüte yer vermeyecek biçimde açık olarak gösterilmesi, ilgililerin, ne suretle ve hangi hukuki nedenle vergi ve/veya cezaya muhatap kılındıklarını bilmelerine, böylece savunma haklarını gereği gibi kullanabilmelerine olanak tanınması için zorunludur.
Dava konusu olayda davacı adına düzenlenen ceza ihbarnamelerinde, “müteselsilen sorumlu” ve “iştirak” ibarelerine birlikte yer verilerek cezanın dayanağı hususunda duraksama oluştuğundan, sebep unsuru açısından hukuka uygun düşmeyen vergi ziyaı cezasını yazılı gerekçeyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunu kabul ederek davayı reddeden Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 05/06/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Davacı adına, …’ın komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca kesilen vergi ziyaı cezasının dava konusu edildiği ve ihbarnamelerde iştirak ve müteselsil sorumlu ibarelerine birlikte yer verildiği anlaşılmıştır.
Söz konusu cezanın konu edildiği vergi ve ceza ihbarnamelerinin giriş kısmında “müteselsil sorumlu” ibaresine yer verilmiş; kesilen cezanın nedeni bölümünde ise iştirak ibaresi eklenmiştir.
Dava konusu vergi ziyaı cezasının dayanağını oluşturan … hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda, davacının sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiği yönünde tespitlerin bulunduğu olayda, Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemi hakkında davacı hakkındaki saptamalar değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyoruz.