Danıştay Kararı 3. Daire 2022/1748 E. 2023/1213 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/1748 E.  ,  2023/1213 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1748
Karar No : 2023/1213

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunu, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yeniden inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2005 ve 2006 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu … takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağının tahsiline yönelik asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin şirketin eski kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde 24/10/2011 tarihinde tebliğinin usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceği, davalı idarece, dava konusu … takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağının tahsili amacıyla sözü edilen şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin ise posta yoluyla tebliğ edilemediği hususu ortaya konulamadığından ilanen tebliğin de usulsüz olduğu dolayısıyla davacının ortak sıfatıyla takibi için gerekli koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ödeme emirleri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekline göre 06/06/2008 tarihine kadar ortaklar için öngörülen sorumluluk ortaklık sıfatına ve payına bağlı bir sorumluluk olduğundan dolayısıyla ortaklık payını devreden ortağın gerek devirden önceki gerek devirden sonraki dönemlere ilişkin vergi borçlarından sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığından 29/09/2006 tarihinde şirketteki hisselerini devrederek şirket ortaklığı sona eren davacının dava konusu ödeme emirleri içeriği amme alacaklarından sorumlu tutulmayacağı gerekçesiyle dava konusu ödeme emirleri iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, görüşme tutanağında ve Uyap kayıtlarında karar tarihinin 07/02/2022 olduğu anlaşıldığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca Vergi Dava Dairesi kararında sehven 21/10/2021 olarak yer alan tarihin 07/02/2022 olarak düzeltilmesi suretiyle işin gereği görüşülüp düşünüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, asıl borçlu … Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2005 ve 2006 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla dava konusu ödeme emirleri düzenlenmiştir.
Davacıya 30/04/2019 tarihinde tebliğ edilen dava konusu ödeme emirlerinden … takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağının tahsiline yönelik asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin şirketin eski kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde 24/10/2011 tarihinde tebliğ edildiği, … takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağının tahsili amacıyla sözü edilen şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin ise posta yoluyla tebliğ edilemediği hususu ortaya konulamaksızın ilanen tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, 101. maddesinde bilinen adreslerin sayıldığı, şirket müdürünün ikametgah adresinin bilinen adresler arasında yer almadığı, 102. maddesinde, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı, aynı maddenin son fıkrasında da adreste bulunamama halinin, komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak süretiyle tespit olunarak merciine iade olunacağı, 103. maddesinde muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı, 104. maddesinde ilanın ne şekilde yapılacağı düzenlenmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan şeklinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Kanun’un 102. maddesinde amme alacağının, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağı, “Zamanaşımının Kesilmesi” başlıklı 103. maddesinde ödeme, haciz tatbiki, cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat, ödeme emri tebliği, mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, sayılan muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, ihtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi, amme alacağının teminata bağlanması, kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi, iki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi, amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması durumlarında zamanaşımının kesileceği, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağı, zamanaşımının bir bozma kararı ile kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcının yeni vade gününün rastladığı, amme alacağının teminata bağlanması veya icranın kaza mercilerince durdurulması hallerinde zamanaşımı başlangıcının teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günü olacağı hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda kuralına yer verilen düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, ortakların şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzel kişiliğin (şirketin) varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulması ve bu süreçte alacağın zamanaşımına uğramamış olması icap eder.
Bu durumda, şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin usulüne uygun biçimde tebliğ edilmediği, … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin ise ilanen tebliğ edildiğinin belirtilmesine karşın posta yoluyla tebliğ edilemediğine dair belge sunulmadığı, dava konusu ödeme emirleri içeriği kamu alacağının vadelerinin 2011 ve 2012 yılları olduğu, idarece zamanaşımını kesen halin mevcudiyetine dair dosyaya herhangi bir belgenin de ibraz edilmediği dikkate alındığında, tahsil zamanaşımına uğradığı sonucuna varılan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uygunluk görülmediğinden yazılı gerekçeyle verilen Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.