Danıştay Kararı 3. Daire 2022/1456 E. 2022/5811 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/1456 E.  ,  2022/5811 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1456
Karar No : 2022/5811

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … İnşaat Otomotiv Sanayi Ticaret Limited Şirketi

2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği ve 2017 yılının Mart ayı içerisinde belgesiz katma değer vergisi kaydettiğinden bahisle sözü edilen faturalara ve belgesiz kayda konu indirimlerin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosuna göre 2017 yılının Mart ila Haziran dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile 2017 yılının Mart dönemi için tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir ve üç kat vergi ziyaı cezası; diğer dönemler için tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemidir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının faturalarını kayıtlarına aldığı … Yapı Sistemleri ve Mühendislik Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile Tasfiye Halinde … Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki tespitlerden düzenledikleri faturaların gerçeği yansıtmadığı sonucuna varıldığından yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, 2014 yılına ait olup 2016 yılı içinde kesinleşen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınabileceği, somut tespit yapılmaksızın kesilen özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle re’sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir ve üç kat vergi ziyaı cezası yönünden dava reddedilmiş, özel usulsüzlük cezası ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
Vergi Mahkemesi kararının; 2016 yılının Şubat ila Nisan dönemleri için kesilen vergi ziyaı cezasının, tekerrür nedeniyle artırılan kısmının 0,54-TL’yi aşan kısmı yönünden davanın reddi dışındaki hüküm fıkralarına yöneltilen istinaf başvuruları, kararın değinilen hüküm fıkralarının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 339. maddesinde, 7338 sayılı Kanun’un 38. maddesiyle yapılan değişiklikle, tekerrür hükümleri uyarınca artırılan tutarın, tekerrüre esas alınan cezadan fazla olamayacağı yolunda getirilen lehe düzenleme dikkate alındığında, vergi ziyaı cezasının her bir dönem için 0,54-TL kadar artırılabileceği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararının, vergi ziyaı cezasının tekerrür sebebiyle artırılan kısmının bu tutarı aşan bölümü yönünden davanın reddine dair hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf istemi kabul edilerek değinilen hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra vergi ziyaı cezasının tekerrüre ilişkin sözü edilen kısmı kaldırılmıştır.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, faturalara konu emtiaların gerçekten alındığı ve vergisinin ödendiği, firmaların akıbeti araştırılmaksızın salt vergi tekniği raporu üzerinden karar verilmesinin mükerrer vergilendirmeye yol açtığı ve hukuka aykırı nitelik taşıdığı, sahte fatura düzenleyicisi olduğu iddia edilen firmalar hakkındaki vergi tekniği raporlarının taraflarına tebliğ edilmediği, bu firmaların mükellefiyetlerinden kaynaklı sorunların taraflarına yükletilemeyeceği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, davacının 2016 yılındaki bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiği saptandığından özel usulsüzlük cezası kesilebileceği, tekerrüre ilişkin uygulamanın 7338 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra kesilen cezalarda geçerli olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirket adına, bir kısım alımlarını sahte faturalarla belgelendirdiği ve 2017 yılının Mart ayı içerisinde belgesiz 3.951-TL katma değer vergisi kaydettiğinden bahisle dava konusu tarhiyatın yapıldığı ve tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak üç kat vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi gereğince özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrasında verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemlerine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; re’sen salınan katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir ve üç kat vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkraları aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Yukarıda değinilen madde, fatura veya benzeri belge verilmemesi, alınmaması ve diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmamasına ilişkin özel usulsüzlükler ve cezalarını düzenlemektedir. Sözü edilen maddede öngörülen bu düzenleme ile mükelleflerin vergilendirme işlemlerinin kayıt ve belge düzenine uygun yürütülmesinin sağlanması amaçlanmıştır.
Emtia alımlarının sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirilmesi, 213 sayılı Yasanın 353. maddesinin 1. bendinde özel usulsüzlük cezası kesilmesi gereken eylemler arasında gösterilmediği için kesilen cezanın, maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediği dikkate alındığında, Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare istinaf başvurusunun reddinde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı temyiz isteminin reddine, davalı idare temyiz isteminin kısmen reddine,
2. Temyize konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; re’sen salınan katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir ve üç kat vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkralarının ONANMASINA,
3. Kararın; özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
4. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 29/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)- KARŞI OY :
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde, sahte belge “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge” olarak tanımlanmaktadır.
Davacının bir kısım alımlarını sahte faturayla belgelendirdiği yolunda tespitler içeren vergi inceleme raporuna istinaden yapılan tarhiyatın ve kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemleri hakkında, faturaların temin edildiği mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarındaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.