Danıştay Kararı 3. Daire 2022/1410 E. 2023/630 K. 06.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/1410 E.  ,  2023/630 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1410
Karar No : 2023/630

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2004, 2008 ve 2009 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriğinde yer alan amme alacağının asıl amme borçlusu şirketten tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 2011 ve 2012 yıllarında muhtelif tarihlerde asıl borçlu şirkete tebliğ edildiği, vade tarihlerinin 2009 yılına ilişkin olması ve 2011 yılında yapılan 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamındaki yapılandırma başvurusu ile 2012 ila 2014 yıllarında tatbik edilen banka hacizlerinin dışında söz konusu amme alacaklarının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 102. maddesinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen sebeplerin bulunmaması sebebiyle tahsil zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirketin 21/05/2009 tarihinde tasfiyesinin tamamlanarak ticaret sicilinden silindiği, bu tarihten sonra tüzel kişiliği ortadan kalkan şirketin ödeme emriyle takibine olanak bulunmadığı gibi, 2011 yılında yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun uyarınca şirketin borçlarını yapılandırmasının da mümkün olmadığı, davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibinden önce asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirket sicilden silindikten sonra 2011 ve 2012 yılında tebliğ edildiği ve yine şirket silindikten sonra 6111 sayılı Kanun uyarınca takibe konu borçların yapılandırıldığının görüldüğü, 2009 yılında şirket sicilden silindikten sonra yapılan bu işlemlerin hukuken bir geçerliliği bulunmadığından zamanaşımını kesmeyeceği ve zamanaşımına etkisi olacak işlemlerin de son olarak şirketin sicilden silinmesinden önce 2009 yılında mümkün olduğu dikkate alındığında, ödeme emri içeriği borçların 31/12/2014 tarihinde zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra ödeme emri iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. maddesinde sayılan sınırlı itiraz sebeplerinin olayda mevcut olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyiz istemine konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 06/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102. maddesinde, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmeyen amme alacağının zamanaşımına uğrayacağı kurala bağlandıktan sonra 103. maddesinde tahsil zamanaşımını kesen sebepler sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emri içeriği borçların zamanaşımına uğradığı hususunda hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, 21/05/2009 tarihinde tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden silinen asıl borçlu şirketin 31/05/2011 tarihinde 6111 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanmasında herhangi bir engel bulunmadığı görüşüyle Daire kararına bu yönden katılmıyorum.