Danıştay Kararı 3. Daire 2022/1372 E. 2023/460 K. 23.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2022/1372 E.  ,  2023/460 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1372
Karar No : 2023/460

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen, vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince 2017 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5’i olan 310.285,01-TL’nin 2019 yılı Ocak dönemi gelir (stopaj) vergisinden 151.542,13 TL ve Şubat dönemi gelir (stopaj) vergisinden 158.742,88 TL’nin mahsubu talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından 2019 yılının Ocak ve Şubat dönemlerine ait gelir (stopaj) vergiisinden vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince 2017 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5’i olan 310.285,01-TL’nin mahsubu talebinde bulunulduğu ancak söz konusu talebin 2016 yılı Nisan dönemi için tahakkuk eden katma değer vergisinin 731,28 TL’lik kısmının gecikme faiziyle birlikte vade tarihinden sonra 13/07/2018 tarihinde ödenmesi nedeniyle reddedildiğinin anlaşıldığı olayda, belirtilen döneme ilişkin olarak verilen beyanname üzerine 1.696.435,47 TL tutarında ödenecek katma değer vergisi çıktığı, söz konusu tutarın 247.188,88 TL’lik kısmının 3065 sayılı Katma Değer vergisi Kanunu’nun maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında tecil edildiği, geriye kalan 1.449.246,59 TL katma değer vergisinin vade tarihi içerisinde 26/05/2016 tarihinde ödendiği, tecil edilen katma değer vergisinin 246.457,60 TL’sinin ihracatın gerçekleşmesi nedeniyle terkin edildiği, tecil edilen katma değer vergisinin yaklaşık binde ikisine tekabül eden 731,28 TL’nin ise terkin edilmediği, davacı tarafından terkin edilmeyen bu tutarın da gecikme faiziyle birlikte davalı idareye ödendiği, tecil-terkin uygulaması kapsamında bu kadar düşük oranda bir farklılığın bulunabileceği, diğer yandan, geç ödenen bu verginin gerek tecile konu edilen vergiye gerek mahsuben iadeye konu vergiye kıyasla çok düşük tutarda olduğu, davacının tüm vergi beyannamelerini süresinde verdiği ve bu dönem dışında tüm vergilerini vadesinde ödediği görüldüğünden 193 sayılı Kanun’un mükerrer 121. maddesinin, vergiye uyumlu mükelleflerin ödüllendirilmesi yönündeki amacı da göz önünde dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından 2016 yılının Nisan dönemi için tahakkuk eden katma değer vergisinin 731,28 TL’lik kısmının vadesinin 26/05/2018 tarihi olduğu, bu tutarın, vadesinden sonra, 13/07/2018 tarihinde gecikme faiziyle birlikte ödendiği ve belirtilen katma değer vergisinin 731,28 TL’lik kısmını kanuni süresi içinde ödenmediğinde ihtilaf bulunmadığı “beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri kanuni süresinde ödemiş olmak” şartını ihlal ettiği anlaşıldığından, mahsup talebinin reddine dair işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Geç ödenen verginin miktarının düşük ve söz konusu miktarın ihraca konu demir ürünlerinin tartım farkından kaynaklandığı, kusurlarının bulunmadığı, yasal düzenlemelere uymak için azami gayret gösterdikleri, taleplerinin kabul edilmemesinin haksız olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen, vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince, 2017 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5’inin 2019 yılı Ocak ve Şubat dönemi gelir (stopaj) vergisinden mahsubu talebinin reddine ilişkin işlemin iptalinin istenildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi” başlıklı mükerrer 121. maddesinde, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin 2. fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’inin, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, şu kadar ki hesaplanan indirim tutarının her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamayacağı, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği, bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarların red ve iade edilmeyeceği, gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarının, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edileceği, söz konusu indirimden faydalanabilmek için; 1. indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 250 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.) , 2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), 3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmamasının şart olduğu hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinden, belirtilen şartları taşımaları durumunda, vergiye uyumlu oldukları kabul edilen mükelleflere, diğer mükelleflerden farklı olarak ek bir vergi indiriminden yararlanma imkanı tanındığı anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, geç ödenen verginin, tecil-terkin kapsamında olan vergiden kaynaklandığı ve gerek tecile konu edilen vergiye gerek mahsuben iadeye konu vergiye kıyasla çok düşük tutarda olduğu, davacının tüm vergi beyannamelerini süresinde verdiği ve bu dönem dışında tüm vergilerini vadesinde ödediği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121.maddesi uyarınca % 5 oranında vergiye uyumlu mükellef indiriminden yararlanma koşullarını taşımadığı yönünde davalı idarece başkaca bir tespit de yapılmadığı dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından yazılı gerekçeyle davanın reddine yönelik Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 23/02/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.