Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2022/1007 E. , 2023/1810 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1007
Karar No : 2023/1810
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) …
VEKİLİ: Av. …
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, 2017 yılının muhtelif dönemlerine ait gelir vergisi, geçici vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının 2017 yılı için re’sen salınan gelir vergisi ve aynı yılın Ocak-Mart, Temmuz-Eylül ve Ekim-Aralık dönemleri için re’sen salınan geçici vergi ile bu vergiler üzerinden tekerrür hükümleri gereğince artılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ile gecikme faizinden oluştuğu, belirtilen vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin tebliğ edildiği halde dava açılmaması nedeniyle dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı olayda, geçici vergilere ilişkin ihbarnamelerde geçici vergiye gecikme faizinin hesaplanabilmesi için yer verildiğinin belirtildiği, mahsup dönemi geçen geçici verginin terkin edileceği hususunda tereddüt bulunmadığından dava konusu ödeme emrinde geçici verginin tahsili yoluna gidilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emrinin diğer kısımlarında ise hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin geçici vergiye ilişkin kısmı iptal edilmiş, diğer kısımı yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, adi oraklık şeklinde bir gelir elde dilmediği gibi bu yönde somut bir saptamada bulunulmadığı ileri sürlerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, dava konusu ödeme emrinin dayanağını oluşturan vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin davacıya e-tebliğ yoluyla tebliğ edildiği ve süresinde dava açılmayarak kesinleştiğinden ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Davacı temyiz istemimin ödeme emri içeriği geçici verginin bir katını aşan vergi ziyaı cezalarına isabet kısmı için kabulü, tarafların diğer temyiz istemlerinin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı adına, 2017 yılı için re’sen salınan gelir vergisi ve aynı yılın Ocak-Mart, Temmuz-Eylül. Ekim-Aralık dönemleri için geçici vergi ile bu vergiler üzerinden tekerrür hükümleri gereğince artılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasına ilişkin ihbarnameler usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde dava açılmaması üzerine dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici vergiye ilişkin mükerrer 120. maddesinin 4. fıkrasında; geçici verginin % 10’u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin saptanması halinde eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edileceği, mahsup süresi geçtikten sonra kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak gecikme faizi ve cezanın tahsil edileceği kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunanların böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemlerine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emrinin, geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmı dışındaki kamu alacağına ilişkin hüküm fıkraları aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.
193 sayılı Kanun’un geçici vergiye ilişkin mükerrer 120. maddesinin 4. fıkrasına göre; kesinleşmekle birlikte mahsup dönemi geçmiş olması nedeniyle terkin edilmesi gereken geçici vergi üzerinden ceza tahsil edilmesi zorunlu ise de geçici verginin yıllık vergiye mahsuben peşin alınan bir vergi olması ve bu vergi nedeniyle yol açılan vergi kaybından dolayı bir kat vergi ziyaı cezası uygulanması gerektiği hususunun yargı kararlarıyla da istikrarlı hale geldiği dikkate alındığında, ödeme emrinin, geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmının, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinde yer alan “borcum yoktur” iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, Vergi Mahkemesi kararının, ödeme emrinin değinilen kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı temyiz isteminin kısmen reddine, davalı idare temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emrinin, geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının, bir katı aşan kısmı dışındaki kamu alacağına ilişkin hüküm fıkralarının ONANMASINA,
3. Davacı temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4. Kararın; ödeme emrinin, geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca …-TL maktu harç alınmasına, 16/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.