Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2021/65 E. , 2023/1894 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/65
Karar No : 2023/1894
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunu, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yeniden inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … İnşaat Taahhüt Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nden alınmayan 2010, 2011, 2012 ve 2016 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin 2010 ila 2012 yıllarına yönelik kısmının iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliği üzerine, amme alacağının, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun kapsamında yapılandırıldığı ancak bu kapsamda ödeme yapılmaması üzerine, tecilin 21/06/2017 tarihinde iptal edildiği ve kamu alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin dava konusu edilen kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Ödeme emri içeriği vergi ve cezaların asıl borçlu şirket tarafından, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun kapsamında yapılandırılması suretiyle alacakların nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiği dikkate alındığında, yapılandırma sonrası ödenmeyen vergi borçlarının öncelikle asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla adına ödeme emri düzenlenip usulüne uygun tebliğ edildikten sonra davacının sorumluluğuna gidilmesi gerekirken bu usule uyulmaksızın davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin dava konusu edilen kısmı iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 6736 sayılı Yasa’da yapılandırma kapsamında kamu alacağının nitelik değiştirdiği ve ihlali halinde yeniden ödeme emri düzenlenmesi gerektiğine daire düzenlemeye yer verilmediği, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. maddesi uyarınca ödeme emrine karşı açılacak davalarda böyle bir borcun olmadığı, kısmen ödendiği ya da zamanaşımına uğradığının iddia edilebileceği, ilgili dönemlerde kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ… ‘IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, asıl borçlu … İnşaat Taahhüt Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, sözü edilen şirketin dava konusu ödeme emri içeriği borçlarını 25/11/2016 tarihinde 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırdığı ancak borçlarını vadesinde ödemediği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kural altına alınmıştır.
6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’un 10. maddesinin 6. fıkrasında, bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisi süresinde ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılacağı, ilk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yapılandırma kanunları kapsamındaki yapılandırma sonucunda vergi borçlarıyla ilgili olarak ortaya yeni bir hukuki durum çıkmasına karşın, bu durumun, şirket tüzel kişiliği nezdinde yapılandırma öncesinde usulüne uygun biçimde tamamlanmış olan takibin yeniden başlatılmasını başka bir ifadeyle yapılandırmanın ihlalinden sonra asıl borçlu adına yeniden ödeme emri düzenlenerek mal varlığı araştırması yapılmasını gerektirdiğinden söz edilemez.
Bu durumda davacı adına düzenlenen ödeme emrinin dava konusu edilen kısmına yönelik olarak, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin usule uygun tebliğ edilip edilmediği, usulüne uygun tebliğ edilmiş ise kamu alacağının şirketten tahsil imkanı bulunup bulunmadığı araştırılmak ve davacının kanuni temsilci sıfatıyla sorumluluğu değerlendirilmek üzere yeniden karar verilmek üzere yazılı gerekçeyle verilen kararın bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 22/05/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.