Danıştay Kararı 3. Daire 2021/3994 E. 2023/31 K. 23.01.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2021/3994 E.  ,  2023/31 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/3994
Karar No : 2023/31

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyulmaksızın ilk kararda ısrar edilerek verilen ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca temyiz istemi ısrar hükmü yönünden reddedilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, gayrimenkul satışından elde ettiği değer artışı kazancını beyan etmediğinden bahisle takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden 2009 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İlgili yılda beyannamelerinin gerçeği yansıtmadığından bahisle takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden tarhiyat yapılmış ise de hem davalı idare hem de takdir komisyonunca inceleme ve araştırma yetkileri kullanılmak suretiyle mükellef nezdinde ihtilaf konusu döneme ilişkin olarak herhangi bir inceleme gerçekleştirilmediği, matrah takdirinde sadece Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 24/10/2014 tarihli yazısının esas alındığı, davacının kullandığı konut kredisi dışında idarece inceleme ve araştırma yapılmadığı, ilgili taşınmazın beyan edilen devir ve iktisap bedelinden daha yüksek bir bedelle satışının yapıldığına dair idarece yapılmış herhangi bir somut tespitin bulunmadığı, takdir komisyonu kararının eksik incelemeye ve varsayıma dayalı olduğu gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının, dava konusu yılda gerçekleştirdiği iki adet taşınmaz satışıyla ilgili olarak, alıcıların kullandığı kredi tutarları ile tapu harç matrahları arasındaki tutarsızlık bulunduğunun Rıhtım Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce tespit edildiği, vergi dairesi müdürlükleri arasında gerçekleştirilen yazışmalar sonucu, söz konusu bilgi ve belgelerin, Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 24/10/2014 tarih ve 24029 sayılı yazısıyla davalı idareye gönderilmesi üzerine takdire sevk edildiği, matrah takdir edilirken, bu bilgi ve belgelerin done alındığı anlaşıldığından mahkeme kararının, takdir komisyonunca inceleme ve araştırma yetkisinin kullanılmadığı yönündeki gerekçesi yerinde görülmemekle birlikte takdir komisyonu kararının, 213 sayılı Kanun’un aradığı anlamda şekil şartlarını taşımadığı görüldüğü dikkate alındığında, yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından istinaf başvurusu belirtilen gerekçeyle reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının 2009 yılında sattığı iki adet gayrimenkul için kullanılan kredi tutarları ile tapu harç matrahları arasında uyumsuzluk olduğu saptandığından takdir komisyonu kararına dayanılarak adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 03/11/2021 tarih ve E:2021/1322, K:2021/1396 sayılı kararıyla Dairemize gönderilen dosya ile ilgili Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, gayrimenkul satışından elde ettiği değer artışı kazancını beyan etmediğinden bahisle takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden 2009 yılı için re’sen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisine ilişkin ihbarnamenin 30/12/2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirmeyle ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 94. maddesinde, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde ise bunları idare edenlere veya temsilcilere yapılacağı, tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı, 102. maddesinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, bu işlemlerin komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı, 104. maddesinde ilanın ne şekilde yapılacağı kurala bağlanmış olup 101. maddesinde ise bilinen adresler sayılmak suretiyle gösterilmiştir.
Aynı Kanun’un 113. maddesinde zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak ifade edilmiş, 114. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zaman aşımına uğrayacağı, şu kadar ki vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zaman aşımını durduracağı, duran zamanaşımını mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı adına düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamesi, Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde tebliğ edilmeye çalışılmış ise de 213 sayılı Kanunda, vergilendirme ile ilgili hüküm ifade eden bilumum vesikaların hangi esaslara göre tebliğ edileceği belirlenmiş olup vergilendirme ile ilgili hüküm ifade eden vesikaların tebliğinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri değil, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanacağı açıktır.
Bu durumda, dava konusu cezalı vergiye ilişkin ihbarnamenin, davacının adresinde bulunamaması nedeniyle mahalle muhtarına bırakılmak suretiyle tebliğinin, 213 sayılı Kanun’un 94. maddesindeki usule uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden ve vergi alacağının doğduğu yıl ile takdir komisyonuna sevkle duran zamanaşımı süresi birlikte değerlendirildiğinde en son 31/12/2015 tarihine kadar tebliği gerekirken bu tarihe kadar usulüne uygun biçimde tebliğ edilmeyen dolayısıyla zamanaşımına uğradığı sonucuna ulaşılan tarhiyatın yazılı gerekçeyle kaldırılmasına ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun yazılı gerekçeyle reddi yolundaki kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 23/01/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.