Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2021/394 E. , 2023/1895 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/394
Karar No : 2023/1895
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2004 ila 2006 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu … ve … takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağının tahsil zaman aşımına uğradığı, … takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağının ise davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonraki dönemlere ait olması nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirleri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekline göre 06/06/2008 tarihine kadar ortaklar için öngörülen sorumluluk ortaklık sıfatına ve payına bağlı bir sorumluluk olduğundan ortaklık payını devreden ortağın gerek devirden önceki gerek devirden sonraki dönemlere ilişkin vergi borçlarından sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı, 17/10/2006 tarihli hisse devir devir sözleşmesi ile şirketteki hisselerini devrederek şirket ortaklığı sona eren davacının dava konusu ödeme emirleri içeriği amme alacaklarından sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra ödeme emirleri iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirketin ortağı olan davacı adına, şirketten tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kuruluş tarihinden itiaren ortağı olduğu asıl borçlu … Ticaret Limited Şirketi’ndeki hisselerini 17/10/2006 tarihli noter onaylı hisse devir sözleşmesi ile devrederek ortaklıktan ayrılan davacı adına söz konusu şirketten alınamayan 2004 ila 2006 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, … ve … takip numaralı ödeme emirleri içeriği kamu alacağının 6111 ve 6552 Yasalar kapsamında yapılandırıldığı ancak ödeme yapılmaması nedeniyle yapılandırmaların iptal edildiği, … takip numaralı ödeme emri içeriğinin ise davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra açılan davanın reddi üzerine tahakkuk eden haksız çıkma zammı ve fer’isine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan şeklinde, limited şirket ortaklarının,
şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Ortakların şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzel kişiliğin (şirketin) varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulması icap eder.
Limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan söz konusu yasal düzenleme karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından kaynaklanan sorumluluklarının kalkacağından söz edilemeyeceği açıktır.
Ancak, … ve … takip numaralı ödeme emirleri içeriği kamu alacağının ilgili olduğu dönemde ortak olmakla birlikte bu sıfatı yapılandırma öncesi sona eren ve yapılandırma tarihlerinde ortak sıfatı bulunmayan davacının bu durumu söz konusu borçtan sorumluluğunu ortadan kaldıracağından ihlal edilen yapılandırmaların konusunu oluşturan kamu alacağıyla ilgili olarak bu aşamada davacının sorumluluğundan bahisle adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gibi … takip numaralı ödeme emri içeriği kamu alacağının asıl borçlu şirket tarafından 2012 yılında açılan davanın reddi üzerine tahakkuk eden haksız çıkma zammı ve fer’isine ilişkin olduğu dikkate alındığında, söz konusu kamu alacağının ilgili olduğu dönemlerde şirketle ilgisi bulunmayan davacının söz konusu borçtan sorumlu tutulması mümkün olmadığından dava konusu ödeme emirlerinin Vergi Dava Dairesince yazılı gerekçeyle iptaline ilişkin kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 22/05/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
6183 sayılı Kanun’un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu oldukları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları hüküm altına alınmıştır.
6736 sayılı Kanun’un 10. maddesinde, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği hükmüne yer verilmiştir.
6111 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 9. fıkrası ile 6552 sayılı Kanun’un 73. maddesinin 7. fıkrasına göre yapılandırma sonrasında bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği hükümleri yer almıştır.
Davalı idarece, dava konusu … ve … takip numaralı ödeme emri içeriği borcun ait olduğu dönemde ortak olan davacı adına ödeme emri düzenlendiği anlaşılan olayda, değinilen Yasa’lar kapsamında borcun yapılandırılmasının verginin doğduğu dönemdeki sorumlu olan açısından bir değişikliğe neden olmayacağı ve yapılandırmanın yapıldığı dönemde asıl borçlu şirkete ait vergi borçlarının yapılandırıldıktan sonra ödenmemesi halinde verginin doğduğu dönemdeki ortak ve kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidilebileceği gibi ayrıca borcun yapılandırıldığı dönemdeki kanuni temsilcilerin sorumluluğuna da gidilebileceği açıktır.
Bu durumda, borcun doğduğu dönemden sonraki dönemlerde şirketi idare edenlerin herhangi bir tasarrufunun; borcun doğduğu dönemdeki ortak ve kanuni temsilciye yasa ile yüklenen sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı, yukarıda sözü edilen Yasa’larda yapılandırmanın ikiden fazla taksidin ödenmemesi durumunda yasadan yararlanma hakkının kaybedileceğinin belirtildiği, şirket tarafından yapılandırılan borcun vadesinde ödenmemesi üzerine taksitlendirmenin iptal edildiği ve böylece kamu alacağının, yasal şartların oluşması halinde verginin doğduğu dönemdeki şirket ortağından tahsilinin mümkün hale geldiğinden temyize konu kararın dava konusu … ve … takip numaralı ödeme emrine ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.