Danıştay Kararı 3. Daire 2021/3111 E. 2023/131 K. 07.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2021/3111 E.  ,  2023/131 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/3111
Karar No : 2023/131

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gayrimenkul Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2011 yılında kesinti yoluyla ödediği vergilerden kaynaklı kurumlar vergisi iade alacağının mahsuben iadesi talebinin, 31/12/2016 tarihine kadar verilen iade dilekçelerinde ”gelecekte tahakkuk edecek/ödenecek borçlarıma” seçeneği işaretlenmemişse 01/01/2017 tarihinden itibaren düzeltme zamanaşımı dolduğundan yerine getirilemeyeceği yolundaki … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve bu işlem sebebiyle ödenen tutar ile iade edilmeyen tutarın tecil faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 34. maddesinin 5. fıkrasında yıl içerisinde kesinti yolu ile tahsil edilen vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi, mahsup edilecek vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olduğu takdirde, bu durumun bir yazı ile mükellefe bildirilmesi üzerine aradaki farkın mükellefin söz konusu yazıyı tebellüğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde başvurması halinde iade alınacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddede vergi iadelerinin yalnızca zamanaşımı süreleri içerisinde yerine getirilebileceğine ilişkin bir düzenleme yer almadığından, yapılacak iadelerde Vergi Usul Kanunu’nun 126. maddesindeki hükmün bu olaya kıyasen uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı, 429 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde belirtilen iade dilekçelerinde ”gelecekte tahakkuk edecek/ödenecek borçlarıma” seçeneğinin işaretlenmemesinin de Yasa’da böyle bir sınırlama olmadığından iade taleplerini etkilemeyeceği dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka uyarlık olmadığı ancak 2011 yılından kaynaklanan iade alacağına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun tecil faizine ilişkin 31/05/2012 tarihinde yasalaşan 112. maddesinin 4. ve 5. fıkraları uygulanamayacağından, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda yasal faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle işlem iptal edilmiş, ödenen tutar ile iade edilmeyen tutar ile iade edilmeyen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmiş, aşan kısım yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
Davalı idare istinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının işlemin iptali ile işlem sebebiyle ödenen tutar ve iade edilmeyen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
Davacının daha önce mahsuben iade aldığı tutarı hukuka aykırı olan dava konusu işlem üzerine gecikme faizi ile birlikte toplam 1.452,695,74-TL olarak ödediği dolayısıyla yersiz tahsil edildiği anlaşılan söz konusu tutarın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca yersiz tahsil tarihi olan 06/10/2017 tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için işletilecek tecil faizi ile birlikte; dava konusu işlem sebebiyle davacıya iade edilmeyen 187.524,90-TL’lik kısmının ise anılan Kanun’un 112. maddesinin 5. fıkrası uyarınca mevzuata uygun olarak yapılan iade talebinin üç ay sonrasından itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için işletilecek tecil faiziyle birlikte davacıya iadesinin hukuka uygun düşeceği gerekçesiyle Mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra iade alacağının tecil faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 07/02/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.