Danıştay Kararı 3. Daire 2021/3086 E. 2023/1359 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2021/3086 E.  ,  2023/1359 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/3086
Karar No : 2023/1359

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …-Av. … Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının, serbest muhasebecilik hizmeti sunduğu …’nın sahte fatura düzenleme eyleminden kaynaklanan vergi kaybından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğu rapora istinaden adına 2010 yılına ait üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, aynı yılın muhtelif dönemlerine ilişkin üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … ; … tarih ve … , …, …, …, … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … ‘ya serbest muhasebecilik hizmeti sunan davacının müteselsil sorumlu tutulabilmesi için değinilen mükellefin kayıtlarına giren belgelerin, bilerek kullanılan ve harici araştırmayı gerektirmeden sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilen ya da miktar veya tutar itibariyle işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle uyumlu olmayan ticari örf veya teamüle uygun olmayan belgeler olması gerektiği, uyuşmazlıkta ise bu hususlardan herhangi birini ortaya koyabilecek somut tespit bulunmadığından müteselsil sorumluluğuna gidilerek davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emirleri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesi kapsamında beyanlarını düzenlediği mükellef adına yapılan tarhiyatların dava konusu edilmeksizin kesinleştiği, asıl borçludan tahsil edilemeyen 2010 takvim yılının muhtelif dönemlerine ait vergi ile gecikme faizinden oluşan amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Hukuka uygun olan kararın onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Serbest muhasebeci olan davacının beyannamelerini verdiği … hakkında 2010 ve 2011 yıllarının hesap ve işlemlerinin sahte fatura düzenleme yönünden incelenmesi sonunda tanzim edilen … tarihli ve … sayılı Vergi Tekniği Raporundan; … adına tesis edilen mükellefiyet üzerinden verginin gerçek mükelleflerini ve sorumlulularını gizleyerek sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlemek suretiyle gelirlerini kayıt dışı bırakmak amacıyla bir araya gelen … , …, …, … Petrol Limited Şirketi ve … ‘ın adi ortaklık şeklinde vergilendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı, davacının beyannamelerini verdiği … adına takdir komisyonunca belirlenen matrahlar üzerinden yapılan gelir vergisi ve adi ortaklık adına 2010 yılının Haziran ila Ağustos dönemleri için yapılan katma değer vergisi tarhiyatına karşı dava açılmayarak kesinleşmesi üzerine adi ortaklık adına ve … adına ödeme emri düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı hakkında tanzim edilen … tarih … sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Sorumluluk Raporunda; davacının beyannamelerini verdiği … ‘nın 2010 yılının muhtelif dönemlerine ait muhtasar, katma değer vergisi ve geçici vergi beyannamelerini yasal defterlere kayıt yapılmasının zorunlu olduğunu bilmesine rağmen yasal defterler olmaksızın verdiği, gerçek bir mal teslimine dayanmayan satışlarını bildiği halde bu hususu vergi dairesine bildirmediği, raporda adı geçen ve organizasyona dahil olduğu değerlendirilen … Petrol Limited Şirketi’nin beyannamelerini de davacının verdiği, sayılan bu eylemlerle … ve ortağı olduğu adi ortaklığın vergi matrahının düşük gösterilmesine yardımcı olunduğundan Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak bahse konu raporlar doğrultusunda düzenlenen ödeme emirlerinin bakılmakta olan davaya konu edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin dayanağı tarhiyatlar … Vergi Mahkemesi E: …, K:… sayılı kararıyla kaldırılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanunun amacının, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak olarak belirtilmiş ve bu Kanun hükümlerine göre meslek icrasına hak kazananlara, “Serbest Muhasebeci”, “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir”, “Yeminli Mali Müşavir” denileceği ifade edilmiş, aynı Kanun’un 2. maddesinin A işaretli bendinde, muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusunun gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin, genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kar, zarar tablosu ve beyannameleri ile ilgili diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işler yapmak olduğu belirtilmiştir.
3568 sayılı Kanun’un serbest muhasebeci, serbest muhasebeci ve mali müşavirler ile yeminli mali müşavirlere vermiş olduğu yetkiye ilişkin mali sorumluluğu düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde; Maliye Bakanlığının, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanun’a göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiş, aynı maddede beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Muhasebecilerin sorumluluklarının imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğan, bir başka ifadeyle defter kayıt ve belgeleri ile beyannamelerin birbirleriyle tutarsız olmasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı bir sorumluluk olduğu dolayısıyla davalı idarenin bilgisi dışında faaliyet gösteren adi ortaklığın mükellefiyet tesis edildiği tarih itibarıyla tuttuğu herhangi bir yasal defterin ve yine adi ortaklık adına verilen herhangi bir beyannamenin varlığından söz edilemeyecek olması karşısında davacının 213 sayılı Kanunu’nun mükerrer 227.maddesindeki koşulların oluştuğundan bahisle müteselsil olarak sorumlu tutulmasında olanak bulunmadığından Vergi Mahkemesinin kararının … tarih ve …, …,…, …, … takip numaralı ödeme emirlerini yazılı gerekçeyle iptal eden hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının ilgili hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu … tarih ve … takip numaralı ödeme emri içeriği vergi ve cezaların … Vergi Mahkemesi E:…, K:… sayılı kararıyla kaldırılması ve kararın kesinleşmiş olması karşısında söz konusu ödeme emrini yazılı gerekçeyle iptal eden Vergi Mahkemesi kararının ilgili hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının ilgili hüküm fıkrasında da sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 2. maddesinde mesleğin konusu, gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin; genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince defterlerini tutmak, bilanço, kar-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak, muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, mali mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak, bu konularda belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak olarak belirtilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227. maddesinde ise Maliye Bakanlığının; vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir. Aynı maddede, beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı kurala bağlanmıştır.
Muhasebecilerin sorumluluklarının imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğan, bir başka ifadeyle defter kayıt ve belgeleri ile beyannamelerin birbirleriyle tutarsız olmasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı bir sorumluluk olduğu dolayısıyla davacının mesleki sorumluluğuna aykırı olarak yasal defterler olmaksızın imzaladığı beyannamelerle vergi ziyaına sebebiyet verdiği anlaşılan olayda davacı adına müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emirleri ile takip edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesinin kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.