Danıştay Kararı 3. Daire 2021/2515 E. 2023/1049 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2021/2515 E.  ,  2023/1049 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/2515
Karar No : 2023/1049

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : ..
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden kaydı silinen … Metal Profil ve Hırdavat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketin’den alınamayan 2005 yılına ait muhtelif kamu alacaklarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen 12/12/2019 tarih ve 2 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ihbarnamelerin asıl borçlu şirketin tüzel kişiliği sona ermesinden ötürü ilgili dönemlerde kanuni temsilci olan …adına düzenlendiği, ihbarnamelerin 2011 yılı içerisinde tebliğ edildiği ve vergi borçlarının vadelerinin 2011 yılına rastladığı, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin düzenlenme ve tebliğ tarihinde şirket tüzel kişiliği bulunmadığı ve bu tebliğin zamanaşımı süresini etkilemeyeceği dikkate alındığında 16/12/2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri içeriği alacak zamana aşımına uğradığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının, şirketin ödenmeyen borçlarından hisseleri oranınca sorumlu olduğu, mevzuat hükümleri uyarınca takip şartlarının oluştuğu, kamu alacaklarının zamanaşımına uğramadığı ve yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunuma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, tasfiyesi tamamlanmış … Metal Profil ve Hırdavat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tasfiye öncesi dönemde ortağı olduğu, şirketin 05/05/2005 tarihinde tasfiye sürecine girdiği ve tasfiyesi 05/12/2007 tarihinde tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edildiği, tasfiyesi tamamlanan şirket hakkında düzenlenen vergi inceleme raporları uyarınca 2005 yılına ilişkin olarak şirketin kanuni temsilcisi adına 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17.maddesinin 9. fıkrası uyarınca tarhiyat yapıldığı ve söz konusu 2005 yılına ait alacağın tahsili amacıyla bu kez davacı adına ortak sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin; 5904 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile eklenen ve 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe giren 9. fıkrasında, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatının ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacağı, limited şirket ortaklarının, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bir şirketin borçlu kılınabilmesi ancak tüzel kişilik kazandığı tarih ile bu kişiliğin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklıdır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre de şirketlerin tüzel kişilikleri ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ticaret sicilinden kaydı silinen ve hukuksal varlığı sona eren bir kurumun bu tarihten sonra haklara sahip olması, borçlu kılınması, temsili, yargı yerlerinden hukuksal koruma istemesi mümkün değildir.
Tüzel kişiliği sona eren şirketlerin bu tarihten önceki dönemlere ait sonradan ortaya çıkarılan vergisel ödevlerden sorumlu kılınacak kişilerin belirlenmesi konusundaki hukuki boşluk, 5904 sayılı Kanunun 6’ıncı maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17’nci maddesine eklenen 9’uncu fıkra ile giderilmiştir. Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişilik kaydı ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden herhangi biri adına yapılabilecektir. Ancak söz konsu düzenlemenin 5904 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önceki dönemler için uygulanması söz konusu değildir.
Bu nedenle, 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemenin dava konusu olayda 2005 yılı için uygulanma imkanı olmadığı dolayısıyla dava konusu ödeme emrinin dayanağı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından, davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddinde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.