Danıştay Kararı 3. Daire 2021/2496 E. 2023/260 K. 13.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2021/2496 E.  ,  2023/260 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/2496
Karar No : 2023/260

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … İdaresi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına ait taşınmazların satın alınmasından dolayı ödenen katma değer vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Sakarya Büyükşehir Belediyesinin inşa ettirip ihale yoluyla sattığı iş yerlerine ilişkin teslimlerin ticari bir organizasyon dahilinde bağımsız ve sürekli olarak yürütülen bir faaliyet çerçevesinde gerçekleştirildiği yönünde tespit bulunmadığından Belediyenin mülkiyetinde iki yıldan uzun süre kalmış olan taşınmazların teslimi, 3065 sayılı Kanunun 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendi uyarınca katma değer vergisinden istisna kapsamında olduğundan tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Olayda vergi hatası bulunmadığından düzeltme şikayet yoluna başvurulamayacağı, Belediye tarafından 7020 sayılı Kanun kapsamında borçların yapılandırıldığı ve takside bağlandığı dolayısıyla davacının iadesini talep ettiği katma değer vergisinin henüz hazineye intikal etmediği, Belediye Encümen Kararıyla çok sayıda taşınmaz satışa çıkarıldığından bu satışların ticari faaliyet olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Sakarya Büyükşehir Belediyesinin … tarih ve … sayılı Encümen kararıyla yapılan ihalede iki adet iş yerinin 14/06/2016 ve 30/06/2016 tarihlerinde davacı tarafından satın alınmasıyla ihale bedeli içinde ödenen katma değer vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddi yolundaki … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la İl Özel İdaresinin kapanması üzerine taşınmazlarının 26/05/2014 tarihinde Sakarya Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiği, Belediye tarafından Adapazarı İlçesi, … Mahallesi … pafta, … ada, … parsel üzerine 28 adet iş yeri inşa edilerek 14 tanesinin satışı için Encümen Kararıyla ihale yapıldığı, idarece bu satışların iktisadi işletme oluşturacağı belirtilerek gerek 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendinin olay tarihinde yürürlükte bulunan haline göre, gerek olay tarihinden sonra 6770 sayılı Kanun’un 9. maddesiyle yürürlüğe giren geçici 36. maddesi uyarınca katma değer vergisinden istisna olamayacağı sonucuna varılarak davacının iade isteminin reddedildiği anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) işaretli bendi ile vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olacağı ve bu durumun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre olağan olmayan bir durumu iddia edenin bu iddiasını ispatlamakla yükümlü olacağı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinin 2. fıkrasının, (4) işaretli bendinde gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların, bu işlerinden elde ettikleri kazançların ticari kazanç olarak sayılacağı kurala bağlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, ticari ve zırai faaliyet ile serbest meslek çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, 10. maddesinin (a) fıkrasında; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde malın teslimi veya hizmetin yapılması, katma değer vergisini doğuran olay olarak belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan şeklinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin katma değer vergisinden istisna olduğu, ancak istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları gayrimenkul ve iştirak hisselerinin teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğu hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Arsa üzerinde birden çok bağımsız bölümden oluşan yapı yapılması, arsanın vasfını değiştirmekte ve üzerindeki mülkiyet hakkının paylara bölünerek, birbirinden bağımsız hale gelen bu payların ayrı ayrı elden çıkarılmasına olanak sağlamaktadır. Tapuda ayrı bağımsız bölümler olarak tescil edilmiş her taşınmaz satışı, ayrı ve bağımsız işlemler olup, aynı takvim yılında birden fazla bağımsız bölüm satılması sürekliliğin göstergesidir.
Gayrimenkul alım satımı, şekli ve maddi şartları ile kurulmuş bir ticari organizasyon içinde yapıldığında, alım satımın ticari faaliyetin unsuru sayılacağı açıktır. Ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça belli olmadığı hallerde, faaliyetin devamlılık kasıt ve niyeti ile yapıldığını belirleyen objektif ölçü, muamelelerin çokluğudur. Muamelenin çokluğu, gayrimenkullerin aynı yıl içinde birden fazla veya takip eden birden fazla takvim yılında ard arda alınması veya satılmasıdır.
Dava konusu olayda, belediyenin, taşınmaz üzerine inşa ettiği işyerleri için aynı takvim yılı içinde fazlaca satış yapması sürekliliğin göstergesi olup bu faaliyetinin ticari kazanç kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı, dolayısıyla belediyenin ticari amaçla yaptığı bu satışlar nedeniyle, 3065 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendinde belirtilen istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan iktisadi işletme oluştuğunun kabulü gerekli olup söz konusu teslimler istisna kapsamı dışında kalacağından yazılı gerekçeyle dava konusu işlemi iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddinde hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA 13/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)- KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyuyla Karara katılmıyoruz.