Danıştay Kararı 3. Daire 2021/1255 E. 2023/1658 K. 03.05.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2021/1255 E.  ,  2023/1658 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1255
Karar No : 2023/1658

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, araç satışından elde ettiği kazancını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yönünde saptamalar içeren vergi tekniği raporunu done alan takdir komisyonu kararına dayanılarak 2013 yılının Aralık dönemi için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Takdir komisyonu kararında, dava konusu tarhiyata ilişkin matrahın nasıl hesaplandığının gösterilmediği, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden matrah takdir edildiği belirtilmiş ise de söz konusu raporda da matrahın net olarak tespit edilemediğinin açıkça belirtildiği, matrahın bulunuş şekli ve hesaplanmasına ilişkin tüm bilgilerin net olarak anlaşılır biçimde yer almadığı, öte yandan, dava konusu tarhiyatın araçların kasko değerleri üzerinden yapıldığı anlaşılmakta ise de, kasko sigorta bedelinin kanuni ölçü olduğu ve bu bedelin altında araç satışı yapılamayacağı yönünde herhangi bir düzenleme olmadığı, serbest piyasa koşullarında ikinci el araçların kasko sigorta bedelinden aşağı veya yukarı bedelle satılması mümkün bulunduğu, bu durumda, satışı yapılan araçların rayiç bedelinin ne olduğuna ilişkin bir araştırma yapılmadan ve araçların alıcısının ifadesine başvurulmadan, eksik incelemeye dayalı olarak takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda davacının 2013 yılında ticari faaliyette bulunduğu ancak ticari faaliyetinden elde ettiği kazanca ilişkin beyanname vermediği tespit edildiğinden takdir komisyonu kararı uyarınca yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının 2013 yılında iki adet araç alımı yaptığı … hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda, 2013 yılında …’ın düzenlendiği sahte faturaları ve kâğıt üzerindeki özel tüketim vergisi ödeme belgelerini, araçların tescilleri sırasında kullanarak sahte belge kullanma fiilini işlediği, vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi maksadıyla …’den birden fazla araç alanların 2013 yılı araç alım satımları nedeniyle genel türde vergi incelemesinin yapılmasının hazine lehine olacağı yolunda tespit ve değerlendirmelerde bulunulması üzerine davacı hakkında başlatılan inceleme neticesinde tanzim edilen vergi tekniği raporunda, …’den iki adet araç aldığı, bu alım satıma ilişkin noter huzurunda yapılan sözleşmede alış fiyatlarının belirtilmediği ancak kasko değerlerinin beyan edildiği, söz konusu araçların satın alındığı tarihten otuz dört gün sonra davacı tarafından … adlı kişiye satıldığı, kişisel kullanıma yönelik olmaması, elde tutulma süresinin kısalığı, aynı tarihlerde alım satımının yapılması ve her iki aracın da alındığı kişinin … olması hususlarının hayatın normal akışına uygun olmadığından bahisle davacının 2013 yılında yaptığı araç alım ve satım işlerinin ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesi gerektiği fakat söz konusu araçların satış bedelleri tam olarak tespit edilemediğinden, ticari faaliyet sonucu beyanı gereken matrahın da tespit edilemediği, matrahın net olarak tespit edilememesi nedeniyle sevk edildiği, takdir komisyonunca da söz konusu iki aracın kasko değerleri dikkate alınarak takdir edilen 1.384.239,00-TL matrah üzerinden dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu hükmüne yer verilmiş, 37. maddesinin 1. fıkrasında her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazanç sayılmış, kendi nam ve hesaplarına menkul kıymet alım- satımı ile devamlı olarak uğraşanların bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç kapsamına girdiği ise aynı maddenin 2. fıkrasının 5. bendinde kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Vergilendirmede bir faaliyetin ticari sayılabilmesi, gelir elde edilmesi amacıyla ve devamlı olarak yapılması koşuluna bağlıdır. Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılması, ekonomik faaliyetin ticari organizasyonu gerektirmesi ve yılda birden fazla olmasını ifade etmektedir. Söz konusu işlemlerin her yıl bir defa olmakla beraber müteakip yıllarda ya da birkaç yıl arayla periyodik olarak yapılması durumunda da bu faaliyetin devamlı olduğunun kabulü gerekir.
Davacının dava konusu dönemde iki adet araç alım satımı yaptığı, bu dönemden sonra herhangi bir araç alım satımında bulunmadığı dikkate alındığında, elde edilen gelir yönünden, devamlılık koşulu gerçekleşmediği gibi söz konusu satışın ticari bir organizasyon kapsamında yapıldığından da söz edilemeyeceğinden dava konusu cezalı vergiyi yazılı gerekçeyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yönündeki kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 03/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.