Danıştay Kararı 3. Daire 2020/806 E. 2020/4271 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/806 E.  ,  2020/4271 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/806
Karar No : 2020/4271

Kararın Düzeltilmesini İsteyen: … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…

Karşı Taraf : … Yağ Petrol Gıda Tarım Ürünleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Danıştay Üçüncü Dairesinin 30/09/2019 tarih ve E:2015/3042, K:2019/5203 sayılı kararının; 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 3.maddesi uyarınca mal alışı sırasında hesaplanması gereken özel tüketim vergisinin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınması gerektiği, vergi inceleme raporu uyarınca yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 339. maddesinde, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere beş yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda tekerrür artırımının uygulanacağı belirtildiğinden, vergi ziyaı cezalarına tekerrür uygulanmasının hukuka uygun olduğu ileri sürülerek aleyhe olan hüküm fıkrasının düzeltilmesi istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararların düzeltilebilmesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde yazılı sebeplerden birinin bulunması halinde mümkün olup, kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler bunlardan hiçbirine uymadığından istemin reddine, 27/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X). KARŞI OY:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi kanunlarının uygulanması” başlıklı 3. maddesinde, vergi kanunlarının lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği; lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümlerinin, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun “Tekerrür” başlıklı 339. maddesinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Tekerrür halinde cezanın artırılmasında maksat, vergi ziyaına yeniden sebebiyet verilmesinin önüne geçebilmek adına, aynı veya farklı fiillerle gerçekleştirilmiş olmasına veya aynı vergi türüne ilişkin olup olmadığına bakılmaksızın, ilkinden daha ağır bir yaptırım uygulanmak suretiyle mükelleflerin vergi kaybına yol açacak eylemlerde bulunmaktan caydırılmasıdır.
Vergi ziyaına yol açan eylemin, mükellef hakkında kesilen cezanın kesinleştiği tarihten, izleyen takvim yılı başına kadar geçecek süre içerisinde gerçekleşmesi ile bu fiilin izleyen takvim yılı içerisinde ya da daha sonra gerçekleştirilmesi arasında, ihlalin ağırlığı yönünden herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Ayrıca,Vergi Usul Kanunu’nun 339. maddesinde yer alan “…cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere …”ibaresi tekerrürün uygulanacağı iki veya beş yıllık sürenin sona ereceği tarihin tespiti ile ilgilidir.
Bu itibarla, yukarıda anılan Kanun hükümleri amaçsal olarak yorumlandığında, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihten itibaren vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda kesilecek cezaların tekerrür nedeniyle artırılarak uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı adına kesilen ve tekerrür uygulamasına esas alınan 2011 yılının Eylül dönemine ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezası 2012 yılında kesinleşmiş olup, uyuşmazlık konusu 2014 yılının Nisan dönemine ilişkin cezanın da bu tarihten sonra, 16/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği ve dönem olarak da ilk cezadan sonraki bir dönem için kesildiği görüldüğünden, 2014 yılına ilişkin cezanın tekerrür nedeniyle artırılarak uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmağından, kararın düzeltilmesi isteminin kısmen kabulü ile Daire kararının vergi ziyaı cezasının tekerrürden kaynaklanan kısmı ile ilgili hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra, Mahkeme kararının üç kat vergi ziyaı cezalı gelir(stopaj) vergisinin tekerrürle artırılan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum.