Danıştay Kararı 3. Daire 2020/569 E. 2020/4745 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/569 E.  ,  2020/4745 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2020/569
Karar No: 2020/4745

Kararın Düzeltilmesini İsteyen: … Vergi Dairesi Başkanlığı

Vekili : Av. …

Karşı Taraf : … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İstemin Özeti : Danıştay Üçüncü Dairesinin 24/04/2019 tarih ve E:2016/11978, K:2019/2773 sayılı kararının; vergi inceleme raporuna dayanılarak kesilen cezanın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği savunulmuştur

Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararların düzeltilebilmesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54’üncü maddesinde yazılı sebeplerden birinin bulunması halinde mümkün olup, kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler bunlardan hiçbirine uymadığından istemin reddine, 24/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendinde, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağlardan farklı meblağlara yer verilmesi halinde, bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine özel usulsüzlük cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenleme uyarınca, belge vermeme ve almama eylemleri iki ayrı özel usulsüzlük eylemi olup, bu eylemlerden birini yapana özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için, diğer eylemi yapanın tespiti gerekmemektedir.
Cezai yaptırıma bağlanan bir fiilin tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinin usulüne uygun olarak tespiti üzerine karşılığı olan cezanın uygulanması yasal bir zorunluluk olup kamuya karşı işlenen suçlar kapsamında bulunan bu nevi suçlar üzerindeki caydırıcı etkisininde diğer suçlarda olduğu gibi ancak uygulanmakla sonuç doğurabileceğini kabul etmek gerekir.
Öte yandan, yasal düzenlemelerle suç sayılan eylemlerin karşılıksız kalması halinde toplumsal adalet duygusunun zedelenebileceği gibi hukukun etkinliğinin azalmasına, kanun hükümlerinin askıya alınmasına ve böylece kuralın bertaraf edilmesine neden olacağı da açıktır.
Olayda, 3. kişilere daire satışları nedeniyle gerçek bedelin altında fatura düzenlediği saptanan davacı adına, özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için 213 sayılı Kanun’un 353. maddesinde öngörülen tüm unsurlar gerçekleşmiş olduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kısmen kabulü ile Daire kararı kaldırıldıktan sonra temyiz isteminin değinilen hüküm fıkrası yönünden kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.