Danıştay Kararı 3. Daire 2020/5085 E. 2023/876 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/5085 E.  ,  2023/876 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/5085
Karar No : 2023/876

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Müdürlüğü

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, 2017 yılının Şubat dönemine ait katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Adana Emniyet Müdürlüğü görevlilerince park halindeki bir araçta yapılan aramada toplam 35.000 adet bandrolsüz sigara olduğunun tespiti üzerine davacı adına takdir komisyonu kararı uyarınca yapılan özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi tarhiyatlarının dava konusu edilmemesi nedeniyle kesinleştiği ve herhangi bir ödeme yapılmadığının anlaşıldığı olayda, söz konusu sigaraların davacıya ait olduğunun davacı tarafından kabul edilmesi karşısında ödeme emrinin özel tüketim vergisine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından söz konusu sigaraların yurt içinde ticaretinin yapıldığı ve ticari amaçla satılarak başkalarına teslim edildiği veya başkaca şekilde katma değer vergisine tabi olacak herhangi bir işleme tabi tutulduğu yolunda davalı idarece herhangi bir tespit gerçekleştirilmediği gibi belgesiz mal bulundurma ile ilgili vergi sorumluluğuna ilişkin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinin 2. fıkrasında yer alan koşullar da oluşmadığından, bu hususun “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmesinin hukuka uygun düşeceği gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin; özel tüketim vergisine ilişkin kısmı yönünden dava reddedilmiş, katma değer vergisine ilişkin kısmı ise iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu ödeme emrinin, katma değer vergisine ilişkin kısmı yönünden iptaline ilişkin hüküm fırkasına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusu, kararın değinilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
Dava konusu ödeme emri dayanağı vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacının MERNİS adresinde kapıya yapıştırılmak suretiyle tebliğ edildiği iddia edilmiş ise de ihbarnamelerin iki defa tebliğe çıkarıldığına ilişkin evrakın dosyada bulunmadığı gibi pusulada tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceğine yönelik şerh bulunmadığı bunun yerine “bağlı bulunduğu mercie davet edilmiştir” şeklinde muğlak bir ifade yazıldığı görüldüğünden, sözü edilen ihbarnamelerin usule uygun tebliğ edildiğinden ve tahakkuk ederek tahsil edilebilecek aşamaya gelmiş bir kamu alacağının varlığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararının; dava konusu ödeme emrinin, özel tüketim vergisine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına davacı tarafından yöneltilen istinaf istemi kabul edilerek, kararının değinilen hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra ödeme emrinin, özel tüketim vergisine ilişkin kısmı iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Ödeme emrinin dayanağı vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacının MERNİS adresinde 03/09/2018 ve 13/09/2018 tarihlerinde olmak üzere iki defa tebliğe çıkarıldığı, usulüne uygun şekilde tebliğ edilen ihbarnameler içeriği vergi ve cezaların yasal süresi içerisinde dava konusu edilmemesi nedeniyle kesinleştiği ve davacı tarafından vade tarihine kadar ödenmemesi nedeniyle ödeme emriyle takip edilebilir hale geldiği, davacı iddialarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare idare iddialarının dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
2575 sayılı Danıştay Kanununa 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. madde uyarınca hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulca işin gereği görüşülüp düşünüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Vergi Dava Dairesince, Vergi Mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik olarak, ödeme emrinin dayanağı vergi ve ceza ihbarnamelerinin iki defa tebliğe çıkarıldığına ilişkin evrakın dosyada bulunmadığı şeklinde değerlendirme yapılarak hüküm kurulmasına karşın, davalı idarece temyiz dilekçesi ekinde dosyaya sunulan belgelerden söz konusu ihbarnamelerinin davacının MERNİS adresinde 03/09/2018 ve 13/09/2018 tarihlerinde olmak üzere iki defa tebliğe çıkarıldığı görülmüş, ancak kapıya yapıştırılan pusulada tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceğine yönelik şerh bulunmadığı sabit olduğundan dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.