Danıştay Kararı 3. Daire 2020/466 E. 2020/3586 K. 06.10.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/466 E.  ,  2020/3586 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/466
Karar No : 2020/3586

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Demir Çimento Nakliyat İnşaat Yapı Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2008, 2009 ve 2010 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kurumlar vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve ferilerinden oluşan kamu alacaklarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu … takip numaralı ödeme emrinin … sıra nolu vergi borcu için şirket hakkındaki takip yolları usulüne uygun tüketildiğinden şirketten tahsil imkanı kalmayan alacak için davacının sorumluluğuna gidilmesinde ve … takip numaralı ödeme emrinin 2009 yılının Haziran, Temmuz, Eylül ve Ekim dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizine yönelik kısmında bu borçların nedeni olan fiilin işlendiği tarihte davacı kanuni temsilci olduğundan hukuka aykırılık bulunmadığı, … takip numaralı ödeme emrinin … sıra nolu Ocak-Aralık 2009 dönemine ait vergi borcu için 0,05 kuruşluk zamanaşımını kesmek amaçlı ödeme yapıldığından zamanaşımının kesilmediği, 31/12/2015 tarihi itibarıyla da zamanaşımına uğradığı, … takip numaralı ödeme emri içeriği borçların beyan üzerine tahakkuk eden geçici vergiye ait gecikme zammı ile kurumlar vergisi içerikli olduğu ve vade tarihleri itibarıyla kanuni temsilci olmayan davacının bu borçlardan sorumlu tutulamayacağı, … takip numaralı ödeme emrinin içeriği olan 2009 yılına ait kurumlar vergisi, gecikme faizi, vergi ziyaı cezası ve ferilerinden oluşan borçlarının Aralık 2009 döneminde elde edilen kayıt dışı hasılattan kaynaklandığı, bu borcun doğduğu ve ödenmesi gereken zamanda davacının kanuni temsilci sıfatını haiz olmadığı, 2010 yılının Ocak-Mart dönemine ait gecikme zammı borcunun davacının kanuni temsilcilik sıfatının bulunduğu dönemi içermediği, 2008 yılına ait kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan … takip numaralı ödeme emri içeriği borçlar için şirkete usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden kanuni temsilciden tahsili yoluna gidildiğinden hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, … takip numaralı ödeme emrinin … sıra nolu vergi borcu, … ve … takip numaralı ödeme emirleri, … takip numaralı ödeme emrinin 2009 yılına ait kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve ferisi ile 2010 yılının Ocak – Mart dönemine ait gecikme zammına ait kısmı iptal edilmiş, … takip numaralı ödeme emrinin … sıra nolu vergi borcu ile … takip numaralı ödeme emrinin 2009 yılının Haziran, Temmuz, Eylül ve Ekim dönemlerine ait katma değer vergisi, gecikme faizi, ve vergi ziyaı cezasına ilişkin alacaklar yönünden dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının isteme konu hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Ödeme emrine konu borçların tamamının doğdukları dönemde davacının kanuni temsilci olduğu, davacıdan tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 06/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu’nun mükerrer 35. maddesinde ise, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği kurala bağlanmıştır.
Davacının temsil yetkisinin 14/10/2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile sona erdiği ve bu durumun 28/10/2009 tarihli ticaret sicili gazetesinde yayımlandığı, asıl borçlu şirketin defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle, 2009 ve 2010 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin borçların ödenmemesi nedeniyle kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacının kanuni temsilci olduğu şirketin vergi borçları nedeniyle adına düzenlenen ödeme emriyle takip edildiği olayda, amme alacağının, asıl borçlu şirket hakkında yurt çapında yapılan malvarlığı araştırması sonucunda borcu karşılayacak malvarlığı bulunmayan şirket tüzelkişiliğinden tahsiline çalışılmasının sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından … takip numaralı ödeme emrinde ve şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ilgili olduğu dönemde kanuni temsilci olduğu ihtilafsız olan davacıdan tahsili yoluna gidilebileceğinden … takip numaralı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının … ve … takip numaralı ödeme emirleri yönünden bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.