Danıştay Kararı 3. Daire 2020/4646 E. 2023/883 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/4646 E.  ,  2023/883 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/4646
Karar No : 2023/883

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına asıl borçlu … Elektrik Malzemeleri Kimya ve Kimyevi Madde İmalat Ticaret Sanayi Limited Şirketinden alınamayan 2011 yılının muhtelif dönemlerine ait kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının Yalova … Noterliği’nin … tarih ve … sayılı hisse devri sözleşmesi ile asıl borçlu şirketin %18 hissesini devraldığı, … tarih ve … sayılı hisse devri sözleşmesi ile de davacının şirketteki tüm hisselerini devrettiği, asıl borçlu şirketin, … tarih ve … sayılı görevlendirme yazısına istinaden sahte belge düzenleme yönünden tam kapsamlı olarak incelemeye alındığı, vergi inceleme elemanınca, … tarih ve … sayılı yazı ile şirketin sahte belge düzenleme ihtimalinin olması ve herhangi bir vergi ziyaına sebebiyet verilmemesi amacıyla zamanaşımı hükümleri dikkate alınarak 2011 hesap dönemi matrahlarının tespiti amacıyla takdir komisyonuna sevkinin istenilmesi üzerine takdire sevk işlemlerinin gerçekleştirildiği, inceleme neticesinde şirket hakkında … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu ile aynı tarih ve … sayılı takdire done raporlarının tanzim edildiği, takdir komisyonunca raporlardaki veriler dikkate alınmak suretiyle 24/05/2017 tarihinde takdir edilen matrah üzerinden salınan vergilerin tebliğinin sağlandığı, ödeme yapılmaması üzerine şirket adına ödeme emri tanzim edilerek 13/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı mal varlığı araştırması neticesinde de asıl borçlu şirketten tahsil olunamayacağı anlaşıldığından dava konusu ödeme emirlerinin tanzim edildiği olayda, ödeme emrinin içeriği amme alacağının 2011 dönemine ait olduğu ve 31/12/2016 tarihine kadar asıl amme borçlusu şirket adına tarh ve tebliğ edilmesi gerektiği, bu alacaklara yönelik olarak asıl borçlu şirket hakkında vergi incelemesine başlanılması üzerine, zaman aşımı süresi göz önüne alınmak suretiyle ve “şirketin sahte belge düzenleme ihtimalinin olması” neden gösterilerek takdir komisyonuna sevk edildiği, bu haliyle olayda takdire sevk anında gerçek bir re’sen takdir nedeninin saptanmadığı olduğu açık olduğundan salt zaman aşımını durdurmak amacıyla yapılan takdire sevk işleminin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde belirtilen zaman aşımı süresini durdurduğundan söz edilemeyeceğinden 31/12/2016 tarihine kadar tarh ve tebliğ edilmediğinden zamanaşımına uğrayan kamu alacağının tahsili amacıyla davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket adına takdir komisyonu kararlarına dayanılarak salınan cezalı vergilere ilişkin ihbarnamelerin şirket müdürünün bilinen adresinde eşine tebliğ edildiği, ihtilafsız kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla şirket adına tanzim edilen ödeme emrinin şirket müdürüne tebliğ edildiği, sözü edilen kamu alacağının asıl borçludan tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı adına hissesi oranında tanzim edilen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
2575 sayılı Danıştay Kanununa 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. madde uyarınca hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulca işin gereği görüşülüp düşünüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyiz başvurusu; asıl borçlu … Elektrik Malzemeleri Kimya ve Kimyevi Madde İmalat Ticaret Sanayi Limited Şirketinden alınamayan 2011 yılının muhtelif dönemlerine ait kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrini, ödeme içeriği kamu alacağının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle iptaline dair Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup, bu durumun mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re’sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinin 1. fıkrasında, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı; 2. fıkrasında; “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, asıl borçlu şirketin sahte belge düzenleme fiili nedeniyle incelemeye alındığı, 2011 yılına ait kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi matrahının re’sen takdiri için 10/11/2016 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, sözü edilen şirket hakkındaki komisyon karşılığında sahte fatura düzenlendiği ve aldığı white spiriti üretim taahhüdüne aykırı olarak herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın doğrudan sattığı tespitlerini içeren vergi tekniği raporu done alınmak suretiyle 24/05/2017 tarihli takdir komisyonu kararlarına istinaden asıl borçlu şirket adına re’sen salınan cezalı vergilere ilişkin ihbarnamelerin 29/05/2017 tarihinde şirket yetkilisinin eşine tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, 2011 dönemine ilişkin olarak 31/12/2016 tarihinde dolan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 10/11/2016 tarihindeki sevk işlemi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durduracağından, dolayısıyla dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden, ödeme emrinin diğer yönlerden hukuka uygunluğunun değerlendirilmesi suretiyle karar verilmek üzere temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Müşterek Kurul kararına katılmıyoruz.