Danıştay Kararı 3. Daire 2020/3692 E. 2023/423 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/3692 E.  ,  2023/423 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ÜÇÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2020/3692

Karar No : 2023/423

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av…

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Grup Başkanlığı/…

VEKİLİ : Av….

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca ilk inceleme ile görevli Tetkik Hakimi Muharrem Çolpan’ın açıklamaları dinlenilerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği hüküm altına alınmış, aynı fıkranın (b) bendinde, konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan davalar hakkında bölge idare mahkemesinin istinaf yoluyla yapılan başvurular üzerine verdikleri kararlar, temyiz edilebilecek olan kararlar arasında sayılmış, 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren mercii tarafından temyiz isteminin reddine karar verileceği, 7. fıkrasında ise, bu kararların dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesince ve kurulunca kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İstinaf başvurusunun idari yargılama hukukunda yeni bir kanun yolu olarak getirildiği 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un gerekçesinde, tahdidi olarak sayılan konular dışındaki davaların bölge idare mahkemelerinde istinaf incelemesi neticesinde kesinleşeceği, böylece Danıştay’ın, temyizen karara bağladığı iş yükünün azaltılarak içtihat mahkemesi rolünün güçlendirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.

Anılan mevzuat hükümleri ve 6545 sayılı Kanunun gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde sayılan konusu yüz bin Türk lirasını aşmayan davalar ve konusu para olmayan davalar hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine bölge idare mahkemelerince verilen kararların kesinleşeceği, dolayısıyla bu kararların temyiz istemine konu yapılamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.

Davacının, 1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiye Hakkında Kanun gereğince tarafına ikramiye ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine dair işleme ilişkin ….Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunun sonuçlandırıldığı … Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulması istemiyle yapılan temyiz başvurusunun dava konusu işlemin parasal değeri tespit edilemediğinden incelenmeksizin reddi gerekmiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. 2577 sayıl İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin deilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinin 2. fıkrasında, tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı deliller, davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi, vergi, resim, harç benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarda uyuşmazlık konusu miktar, davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nev’i ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamelerin tarih ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası, dava dilekçelerinde gösterilmesi gereken hususlar arasında sayılmış, 14. maddesinin 3. fıkrasında, ilk incelemede dilekçelerin, görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise, Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince dava dilekçelerinde 3. ve 5. maddelere aykırılık görülürse, otuz gün içinde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.

Uyuşmazlık konusu olayda, ihbar ikramiyesi ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada dava konusu işlemin açık ve net olarak ortaya konulmasının ve tebliğ tarihinin yazılmasının yanı sıra uyuşmazlık konusu tutarın da belirtilmesi gereken dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu miktar belirtilmediğinden sözü edilen noksanlığın giderilmesi amacıyla Vergi Mahkemesince, dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesine uygun olmadığından dilekçe ret kararı verilerek uyuşmazlık konusu tutarın netleştirilmesi ve dosyanın tekemmülünün bu şekilde sağlanmasından sonra esas hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istinaf başvurusunu sonuçlandıran Vergi Dava Dairesi kararının bu nedenle bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.