Danıştay Kararı 3. Daire 2020/3639 E. 2023/280 K. 14.02.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/3639 E.  ,  2023/280 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3639
Karar No : 2023/280

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Hizmetleri Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirmek suretiyle ihracat istisnası kapsamında haksız olarak katma değer vergisi iadesi aldığından bahisle söz konusu verginin geri alınması amacıyla 2013 yılının Şubat ila Aralık dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin davacı şirketin adresinde 28/12/2018 tarihinde tebliğ edilememesi üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesi gereği şirketi temsile yetkili kişinin adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine iki defa tebliğ denenmeksizin, 31/12/2018 tarihinde şirket yetkilisinin ikamet adresinde mahalle muhtarına usulsüz olarak tebliğ edildiğinden davacının bu tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih olan 02/01/2019 tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığı sonucuna varılan cezalı vergide hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyat kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirket çalışanlarının kasıtlı olarak imzadan imtina ettiği, halbuki tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmeleri neticesinde uzlaşmanın vaki olmadığı tutanağının davacının kanuni temsilcisiyle birlikte imza altına alındığı, davacı borçtan haberdar olduğundan zamanaşımı iddiasının vergi borcundan kaçınma amacı taşıdığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Usulüne uygun yapılan bir tebligat bulunmadığından tarhiyatın hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dava konusu tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin 28/12/2018 tarihinde şirket adresine gönderilen tebliğ zarfına “iş yerinde şirket yetkilisi bulunamadı” şerhinin konulduğu, 31/12/2018 tarihinde davacı şirketin kanuni temsilcisinin MERNİS adresinde yapılan tebligata ait alındıda ise “şirket adresi tevziat saatlerinde kapalı olduğundan şirket yetkilisinin yerleşim yeri adresine gidildi ve imzadan imtina” kaydının düşüldüğü, tebliğ alındısı ile bağlantısı kurulamayan aynı tarihli tutanakta “ödevli şirket adresine muhtelif zamanlarda gidildiği, 28/12/2018 tarihinde tebligat yapılamadığı, şirket yetkilisi ile telefon ile irtibat kurulduğu, daireye davet edildiği halde gelmediği, şirket kapalı olduğundan şirket yetkilisinin yerleşim adresine gidildiği, muhatap imzadan imtina ettiğinden 2017/9 sayılı İç Genelge uyarınca tebliğ pusulasının kapıya yapıştırıldığı” şerhi düşülerek tebligatın yapıldığı , dosya kapsamında yer alan 16/01/2019 tarihli … Mahallesi Muhtarı … imzalı evrakta ise muhtarın ilgili tebliğ belgesine imza attığı ancak mühür basmadığını ve vergi dairesi memurlarının kendisine tebligatla ilgili herhangi bir evrak bırakmadıklarını beyan etttiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93 ilâ 109. maddelerinde; tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 01/01/2018 tarihinde yürürlüğe giren 28/11/2017 tarih ve 7061 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değişik 101. maddesinde, bu Kanuna göre bilinen adreslerin;
1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olduğu,
Birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanın dikkate alınarak tebliğin öncelikle bu adreste yapılacağı, işyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğin, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı, işyeri adresi olmayanlara tebliğin, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 113. maddesinde zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış ve zamanaşımının, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği belirtilmiş, 114. madde de vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık konusu vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin davacı şirketin işyeri adresine tebliğ çıkarıldığı ancak adreste kanuni temsilcinin bulunamaması nedeniyle kanuni temsilcinin Mernis adresinde tebliğ yolu denenmesi usule uygun olmakla birlikte Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesinde belirtilen usullere uygun biçimde düzenlenmiş bir tebliğ alındısı olmaksızın tebliğ evrakının kapıya yapıştırılmak suretiyle tebliği yoluna gidilen olayda, 31/12/2018 tarihine kadar usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilemeyen vergi ve cezalar zamanaşımına uğradığından, Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 14/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.