Danıştay Kararı 3. Daire 2020/3638 E. 2023/1357 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/3638 E.  ,  2023/1357 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3638
Karar No : 2023/1357

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Ağır Metal Çelik Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. …
Av….
Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirketin kanuni temsilcisi …’un aynı zamanda … Demir Çelik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin sigortalı çalışanı olduğu ve bu şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiilini işleyen statüsünde olduğundan bahisle davacı hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin 6.277.051,20-TL tutarında teminat verilmesi istemine dair kısmının iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava dışı … Demir Çelik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ile sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği ve …’un da bu fiili işleyen statüsünde olduğu tespit edildiğinden bahisle, …’un kanuni temsilcisi olduğu davacı şirketten 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca teminat istenilmişse de …’un sahte fatura düzenlediğinin ya da sahte fatura düzenlemeye iştirak ettiğinin somut olarak ortaya konulamadığı gerekçesiyle işlemin dava konusu edilen kısmı iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Demir Çelik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden; şirketin yeterli kapasitesi olmamasına rağmen yüksek cirolar elde ettiği, yapılan yoklamalarda beyan edilen tutarda iş hacmini gerçekleştirecek organizasyonunun olmadığı görülmekle düzenlediği faturaların gerçek bir mal veya hizmet alımına dayanmadığı ve başkaca bir ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği ve …’un da şirket bünyesinde yapılan yoklamada yoklama fişini sigortalı çalışan olarak imzalaması, şirketin mal ve hizmet alımında bulunduğu kişiler arasında olması, ifadesine başvurulan bir şirket çalışanın muhasebeci …’nin iş yerinin … isimli birisine ait olduğunu söylediğini beyan etmesinin …’un bu organizasyon halinde sahte belge düzenleme faaliyetinde bilfiil bulunduğunu ortaya koyduğundan 213 sayılı Kanun’un 153/A maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında teminat istenilmesine dair tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Şirketlerinin tanınan üretim yapan ve vergisel ödevlerini yerine getiren bir firma olduğu, 213 sayılı Kanun’un 153/A maddesi kapsamında herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
…’un kanuni temsilcisi olduğu ..Demir Çelik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; mükellef kurumun 29/08/2014 tarihinde her türlü demir-çelik ürünlerinin alımı, satımı, imalat, ithalat ve ihracatı da dahil olmak üzere 50.000,00 TL sermaye ile … tarafından kurulduğu ve …’ın şirket müdürü olarak seçildiği, 02/02/2015 tarihinde hisse devir sözleşmesi ile hissesinin tamamını şirket dışından …’e devrederek ortaklıktan ayrıldığı ve şirket müdürlüğüne …’in atandığı, 2015 ve 2016 defter ve belge isteme yazılarının şirket adresinde başka bir mükellefin olması nedeniyle tebliğ edilemediği, bunun üzerine şirket müdürü …’in MERNİS adresinde tebliğ edildiği ancak defter ve belgelerin ibraz edilmediği, 29/08/2014 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinin 40 m2 ofis olduğu, ofis malzemeleri bulunduğu, şube, depo, şantiye, ardiye ve emtia bulunmadığı, 09/03/2015 tarihli yapılan yoklamada; iş yerinin 70 m2 olduğu, ofis malzemeleri olduğu yoklama fişinin sigortalı çalışanı …tarafından imzalandığı, 2015 ve 2016 hesap dönemine ilişkin gelir beyannamesini vermediği, muhtasar beyannameler ile 6-10 arasında çalışan işçi bildirildiği, 2015 hesap döneminde 38.239.832,29-TL, 2016 hesap döneminde 25.932.537,53-TL katma değer vergisi matrahı beyan edildiği, sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği iddia edilen şirket adına yapılan ödemelerin …, … ve … tarafından tahsil edildiği, çalışan olarak bildirilen kişilerden beş kişinin bu iş yerinde çalışmadığını, bir kişinin ise sadece 4 ay çalıştığını beyan ettikleri, şirket çalışanlarından birinin vermiş olduğu ifadesinde iş yerinin …isimli birine ait olduğunun muhasebeci tarafından kendisine söylendiğinin beyan edildiği, şirketin alış yaptığını bildirdiği mükelleflerin bir kısmı hakkında sahte belge düzenlemekten rapor bulunduğu, aralarında …’un da bulunduğu bir kısmı hakkında da bu kapsamda incelemelerin devam ettiği, …’un mükellef kuruma verilen senetleri tahsil etmesi ve bir çalışanın iş yerinin …isimli kişiye ait olduğu yolundaki beyanından anılan şirket tarafından 2015 ve 2016 yılında düzenlenen faturaların sahte olduğu, sahte fatura düzenleme fiilinin …, … ve … tarafından gerçekleştirildiği sonucuna varılarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin iptalinin istenildiği anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, ancak, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 153/A maddesinin birinci fıkrasında, başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenlerden, serbest meslek erbabının, şahıs işletmelerinde işletme sahibinin, adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin, ticaret şirketlerinde; şirketin, kanuni temsilcilerinin, yönetim kurulu üyelerinin, şirket sermayesinin asgari % 10’una sahip olan gerçek veya tüzel kişilerin ya da bunların asgari % 10 ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüslerin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlerin veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenlerin işe başlama bildiriminin alınması halinde, bunlar adına mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyeti terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve 6183 sayılı Kanun’un 10. maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev’iden 75.000 (100.000) Türk Lirasından ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’undan az olmamak üzere teminat verilmiş olmasının şart olduğu belirtilmiş, maddenin üçüncü fıkrasında ise birinci fıkrada sayılanların, mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret şirketleri ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, idarecisi, asgari % 10 ortağı olması, bunları devralması, kısmen veya tamamen bunlara devrolunması halinde, keyfiyetin vergi dairesinin ıttılaına girdiği tarihten itibaren bir ay içinde birinci fıkrada yer alan şartların yerine getirilmesinin bu mükelleflerden yazılı olarak isteneceği, otuz günlük süre içinde şartların yerine getirilmemesi ve sayılan kişilerin statülerinin devam ettirilmesi halinde, istenilen teminat tutarının verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek suretiyle mükellef adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirileceği, tahakkuk ettirilen teminat alacağı, gecikme zammı tatbik edilerek mükelleften, birinci fıkrada sayılan kişilerin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm vergi borçlarının ise mükellef müşterek ve müteselsil sorumlu olmak üzere, bu kişilerden 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsil edileceği hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
… Demir Çelik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler, düzenlediği faturaların gerçek bir mal veya hizmet alımına dayanmadığı ve başkaca bir ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğini kanıtlayıcı olmakla birlikte …’un söz konusu sahte belge düzenleme faaliyetinde bilfiil bulunduğu somut olarak ortaya konulamadığından salt değinilen şirket hakkındaki tespitlerden hareketle davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sorumlu olduğu değerlendirilerek adına tesis edilen işlemin dava konusu edilen kısmında hukuka uygunluk görülmediğinden davayı yazılı gerekçeyle reddeden Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 12/04/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.