Danıştay Kararı 3. Daire 2020/3474 E. 2023/2380 K. 06.06.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/3474 E.  ,  2023/2380 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3474
Karar No : 2023/2380

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının komisyon karşılığı sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki tespitleri içeren vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararına dayanılarak 2016 yılı için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile aynı yılın tüm dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu olayda, davacı tarafından kimlik bilgilerini ele geçiren bazı kişilerce adına gerçeğe aykırı beyanlar ile imzası taklit edilmek suretiyle birtakım şirketler kurulduğu, adına mükellefiyet tesis ettirildiği, dava konusu vergi borçlarının kendisine ait olmadığı iddia edildiğinden, Mahkemelerince noterlikte düzenlenmiş davacıya ait imza beyannamesi, işe başlama bildirimi, serbest muhasebeci mali müşavir sözleşmesi, damga vergisi beyannamesi asılları üzerinde yer alan imzaların davacıya ait olup olmadıkları hususunda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, grafoloji-sahtecilik konularında uzman bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, söz konusu belgelerde yer alan imzaların mevcut mukayese imzalarına atfen davacının eli mahsulü olmadığı kanaat ve görüşene varıldığı ve bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek yeterlik ve nitelikte görüldüğünden, davacı adına kimlik bilgileri kullanılarak sahte belgelerle mükellefiyet tesis ettirildiğinin anlaşıldığı, sahte belgelerle açılan bir mükellefiyetten ve bu mükellefiyetten doğan vergi borçlarından dolayı davacının sorumlu olduğundan da söz edilemeyeceği dolayısıyla yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezalar kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının gerçek bir faaliyetinin olmadığı, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiğinden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının komisyon karşılığı sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki tespitleri içeren vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararına dayanılarak 2016 yılı için re’sen üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile aynı yılın tüm dönemleri için re’sen üç kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin salındığı, davacı tarafından kimlik bilgileri ele geçirilerek adına gerçeğe aykırı beyanlar ile imzası taklit edilmek suretiyle birtakım şirketler kurulduğu, adına mükellefiyet tesis ettirildiği, dava konusu vergi borçlarının kendisine ait olmadığı iddia edilmesi üzerine ilk derece Mahkemesince düzenlettirilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, mükelefiyetle ilgili imzaların davacıya ait olmadığı kanaatine varıldığı, dosya içerisinde bulunan davacı hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla defter ve belge ibraz etmeme, sahte fatura düzenleme suretiyle kaçakçılık suçu işlediği nedeniyle açılan ve devam eden ceza yargılaması sırasında alınan 03/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda ise davacının sahte fatura düzenlemek suretiyle kaçakçılık suçunun işlediği kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) fıkrasında; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlenmiş, 30. maddesinde; resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması ve de tutulması zorunlu olan defterlerin ve verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması halleri re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüş, aynı Kanunun 134. maddesinde ise, vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması olduğu kurala bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde ise gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesi öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Vergi Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelmesiyle düzenlenen raporla davacının ceza yargılaması sırasında düzenlenen rapor sonuçları itibariyle çeliştiğinden, davacının mükelefiyetle ilgili imzaları bilerek farklı atması ve attırması da ihtimal dahilinde bulunduğundan eksik incelemeyle ve belirtilen gerekçeyle verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiş olup, yazılı gerekçeyle tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın, söz konusu çelişki giderilmek ve davacı hakkında yapılan saptamalar da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 06/06/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.