Danıştay Kararı 3. Daire 2020/3441 E. 2020/4623 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/3441 E.  ,  2020/4623 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3441
Karar No : 2020/4623

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Radyo ve Televizyon Yayıncılığı ve Reklamcılık Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, 2012 ila 2015, 2017 ve 2018 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kurumlar vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve fer’ilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ödeme emrinin dayanağı olan tarhiyata karşı açılan davaların … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… ila …, K:… ila … sayılı kararlarıyla kısmen reddi üzerine düzenlenen … nolu ihbarnameler 20/08/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği halde borcun ödenmediği, söz konusu kararlara yapılan istinaf başvurularının reddedildiği anlaşıldığından kesinleşen amme alacağı için düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Ödeme emrinin, beyan üzerine tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen kurumlar vergisi ile fer’ilerinden oluşan kamu alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu bu bakımdan kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının buna ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra dava bu yönden reddedilmiş; diğer hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun ise usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bölge İdare Mahkemesince, temyiz merciine tanınan yetkilerin kullanılamayacağı, kararda istinaf başvurularının reddedildiği belirtilmesine karşın tüm davalarının reddedilmediği ve bu hususun dava konusu ödeme emrini değiştireceği, (2) nolu ihbarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmediği ve içeriğinin ödeme emri ile uyumlu olmadığı, ödeme emri içeriğinin farklı kamu alacaklarını da kapsadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : : Asıl borçlu şirket adına yapılan tarhiyata karşı açılan davanın reddedilmesi üzerine şirket adına (…) nolu ihbarname düzenlendiği ve ardından kamu alacağının tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği, 149. maddesinde, Maliye Bakanlığının kamu idare ve müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzel kişilere vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermek mecburiyeti getirmeye, mükerrer 257. maddesinin 4. fıkrasında da, Kanun’un 149. maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyla ayrı ayrı uygulatmaya kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu kural altına alınmıştır.
456 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği; Maliye Bakanlığına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun yukarıda anılan hükümleri uyarınca verilen yetkiye dayanılarak ve vergi dairelerince düzenlenen ve muhataplarına 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın, Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve esasları belirlemek amacıyla yayımlanmıştır.
Söz konusu Genel Tebliğ’de, elektronik tebligat adresi, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulacak tebliğe elverişli elektronik ortam olarak tanımlanmış olup, elektronik tebligat sistemini kullanmak üzere, Tebliğ ekinde yer alan Elektronik Tebligat Talep Bildirimi ile bildirimde bulunan mükelleflere vergi dairesince, müracaat anında sistemden üretilecek internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifrenin kapalı bir zarf ile verileceği, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın, elektronik imza ile imzalanacağı ve vergi dairesi adına Başkanlık tarafından tebliğ yapılacak muhatabın elektronik tebligat adresine iletileceği, elektronik tebligat sistemine internet vergi dairesi üzerinden erişileceği, internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresine sahip olan gerçek ve tüzel kişilerin şifreleriyle elektronik tebligat adreslerine ulaşacağı belirtilmiştir.
Bu durumda, şirket adına düzenlenen ve yukarıdaki mevzuata uygun bir elektronik tebligat adresine tebliğ edilmediği anlaşılan (…) nolu ihbarname içeriği kamu alacağının usulüne uygun kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden dolayısıyla ödeme emrinin bu kısmında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle kararın, ödeme emrinin sözü edilen kısımlar yönünden bozulması, diğer kısımlara yöneltilen temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı adına, 2012 ila 2015, 2017 ve 2018 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kurumlar vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve fer’ilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açabileceği hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Temyize konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emri içeriği 2012 ila 2015 yıllarına ilişkin vergi ve cezalara karşı açılan davaların sonuçlandırıldığı … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… ila …, K:… ila … sayılı kararlarına yöneltilen istinaf başvuruları üzerine … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, …, …, …, K:…, …, …, … sayılı kararlara yöneltilen temyiz istemleri neticesinde Danıştay Üçüncü Dairesinin 16/11/2020 tarih ve E:2019/2642, 2644, 2643, 2649, K:2020/4618, 4620, 4621, 4622 sayılı kararların verildiği dikkate alındığında, temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının, ödeme emri içeriği 2012 ila 2015 yıllarına ait kamu alacaklarının Danıştay Üçüncü Dairesince onamaya konu edilen kısımları ile 2017 ve 2018 yıllarına ait kamu alacaklarından kaynaklanan kısımlarına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuş olup ödeme emri içeriği 2012 ila 2015 yıllarına ait kamu alacaklarının sözü edilen bozmaya konu edilen kısımlarının ise bozma hükümleri uyarınca verilecek karar sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kısmen reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; ödeme emrinin, 2012 ila 2015 yıllarına ait kamu alacaklarının, söz konusu borçlara karşı açılan davaları sonuçlandıran …. Vergi Mahkemesinin kararlarına karşı yapılan istinaf başvurularını reddeden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin kararlarına yöneltilen temyiz istemlerinin Danıştay Üçüncü Dairesinin 16/11/2020 tarih ve E:2019/2642-2644-2643-2649, K:2020/4618-4620-4621-4622 sayılı kararlarıyla reddedilen kısımları ile 2017 ve 2018 yıllarına ait kamu alacaklarından kaynaklanan kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4. Kararın; ödeme emrinin, 2012 ila 2015 yıllarına ait kamu alacaklarının, Danıştay Üçüncü Dairesinin 16/11/2020 tarih ve E:2019/2642-2644-2643-2649, K:2020/4618-4620-4621-4622 sayılı kararlarıyla bozulan kısımları yönünden BOZULMASINA,
5.Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca 113,30-TL maktu harç alınmasına,
6.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
7.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 16/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.