Danıştay Kararı 3. Daire 2020/3199 E. 2023/561 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/3199 E.  ,  2023/561 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3199
Karar No : 2023/561

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2013 yılında birden fazla gayrimenkul satışı gerçekleştirdiğinden bahisle ticari kazanç elde ettiği yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporları uyarınca 2013 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve aynı yılın Ocak-Mart ve Nisan-Haziran dönemleri için salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici vergi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının 2013 yılının Ocak döneminde satışını gerçekleştirdiği toplam 2 adet gayrimenkul için devamlılık unsuru gerçekleştiğinden ticari faaliyet kapsamındaki bu satışlardan dolayı söz konusu döneme yönelik olarak yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği, tarla vasfındaki gayrimenkulün aynı yılın Haziran döneminde gerçekleştirilen satışında ise tarhiyatın bu kısmının yeterli tespitlere dayanmadığı, mahsup dönemi geçen geçici verginin aranamayacağı, vergi inceleme raporu uyarınca geçmişe yönelik olarak tesis edilen mükellefiyet dayanak alınarak mükellefiyetin tesis tarihi sonrasındaki vergisel ödevlerin ihlal edilmiş sayılmasının ve bu suretle davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmesinin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle geçici vergi ve kesilen özel usulsüzlük cezası ile tarhiyatın 2013 yılının Haziran dönemine isabet eden kısmı kaldırılmış, aynı yılın Ocak ayına isabet eden kısmı yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Esasa etkili iddia ve itirazların karşılanmadığı, yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)- KARŞI OY:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) işaretli bendi ile vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olacağı ve bu durumun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre olağan olmayan bir durumu iddia edenin bu iddiasını ispatlamakla yükümlü olacağı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinin ikinci fıkrasının, (4) işaretli bendinde, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların, bu işlerinden elde ettikleri kazançların ticari kazanç olarak sayılacağı kurala bağlanmıştır.
Hükümlerin değerlendirilmesinden, Kanun koyucunun, bu faaliyetlerin doğası gereği gayrimenkullerin bir ticari işletmeye özgülenmesini aramadığı, vergilendirmeyi devamlılık koşuluna bağladığı sonucuna varılmaktadır.
Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda yer alan ifadelerden Bursa İli, İnegöl İlçesi, … Mahallesi’nde bulunan … ada … parseldeki tarla vasfındaki gayrimenkulün satışının davacı tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, öte yandan uyuşmazlık yılının muhtelif dönemlerinde birden fazla taşınmaz satışının gerçekleştirildiği dikkate alındığında, elde edilen gelir yönünden devamlılık koşulunun sağlandığı olayda, kazancın ticari nitelik taşıdığının kabulü gerektiğinden temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.