Danıştay Kararı 3. Daire 2020/3187 E. 2023/586 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/3187 E.  ,  2023/586 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3187
Karar No : 2023/586

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, dar mükellef kurumdan gayri maddi hak niteliğinde alınan hizmetlere ilişkin bedelin, hizmetin alındığı tarihten sonra yurt dışına transfer edildiği tarihte oluşan kur farkı üzerinden tevkifat yapmadığı yolunda tespitleri içeren vergi inceleme raporuna istinaden 2013 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re’sen salınan kurum (stopaj) vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Döviz cinsinden alınan hizmet bedelinin ödenmesi esnasında farklı bir kur üzerinden işlem yapılabildiği, hizmeti veren ve alan kuruluşun her ikisinin de Türkiye’de tam mükellef olmaları halinde birisi için gider, diğeri için gelir kalemi oluşturabileceği, taraflardan birinin yurt dışında dar mükellef olması halinde ise kur farkının bir gelir unsuru olarak değerlendirilmesinin ekonomik olarak mümkün olmadığı, yabancı bir para biriminin Türkiye’de farklı zaman dilimlerinde Türk Lirası cinsinden farklı kıymetlere sahip olmasının, ilgilisi için pozitif ya da negatif bir değer ifade etmesinin, ancak Türkiye Cumhuriyetinin hükümranlık alanı ile sınırlı kalacağı, bu nedenle, hizmeti veren ülkedeki kurum açısından Türkiye’de oluşan kur farkının bir gelir olarak değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı, kaldı ki Türkiye şartlarına göre oluşmuş kur farkının yurt dışı kurumları için bir gelir olarak kabul edilse dahi vergide kanunilik ilkesi gereğince dar mükelleflerin vergisel yükümlülüklerini öngören 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 30. maddesi ile bu maddenin göndermede bulunduğu 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinde sayılan kanuni durum veya olaylar arasında bulunmadığı dikkate alındığında dava konusu cezalı vergide hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçeleriyle vergi ve ceza kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.